26 Mayıs 2008 Pazartesi

Koltuk krizi değil, iman krizi !

Akşam TV'de ilginç bir haber vardı. İstanbul'dan Hollanda'ya KLM havayolları ile havalanan uçaktaki koltuğunun yanına bir erkek yolcu, yani nahmahrem oturunca; bu çok dinine bağı tesettürlü bayan,(bacımız, demiyorum) derhal hosteslere bu durumun günah olduğunu söyleyerek, yanındaki erkeğin kaldırılıp başka koltuğa oturtulması konusunda diretir. Tam Ahmet Hakan gibilere malzeme !

Peki doğru olan nedir dersem, genel olarak cevabınız: O bayanın kibarca rica edip, kendisine başka koltuk talep etmesidir, diyeceksiniz.Ben de hemen bu yobazlığı yapan kadının, hikmetsiz davranıp Hollanda medyasına ''KLM, İslam'a boyun eğdi!''malzemesini vermeden önce, 90 km.'yi aşan bir yolculuğa çıkarken o günah neden aklına gelmedi diye soracağım.

Sonra yerli medyamıza mahalle baskısı için yeni bir gevezelik hediye eden bu bayanın yaptığı baskı mıdır sorusuna ''evet'' diyeceğim. Sonuçta adam biletli numaralı koltuğundan kalkmaya, yada seni anlamaya mecbur değil. Talep sahibi sen olduğun için, kimseyi incitmeden sessizce kendine başka yer, sen arayacaksın..

Tesettür de erozyona uğradı, şu ahir zamanda. Başı kapalı olarak düğünlerde açık göbekle oynayanlar..Yada İslami sitelerde selamı, bacımı, gardaşımı ve İslami söylemleri bir ''klişe'' olarak hararetle dillendirenler; normal yaşantılarında aslında daha normal ve az dindar oldukları halde, acaba neden iki ruhlu oluyorlar?

''Kadın için en hayırlı şey, görmemesi ve görünmemesidir.'' Hz.Fatma (ra) annemizin bu cevabına tekbir getiren bir Peygamberin -sallahu aleyhi vessellem- ümmeti, dindar olmayan çevrede farklı, dindar çevrede farklı davranıyorsa; klinik bir vakıa olarak düşünülmelidir.Her yerde görünen ve namahremle diyaoğunda gözlerini karşısındakinin gözbebeklerinden kaçırmayan kadının tesettürden ne anladığı da tartışılmalıdır.

Elbette yüzü görme hakkı, işveli olmadıkça ve lüzumu kadar konuşma hakkı, nasıl ve ne şekilde ifa edilir? İslamı yaşarken, her zaman ve her yerde aynı olmayan bizlerin; zaaflarımız ve zafiyetlerimiz, samimiyetimiz, İslami bilincimizin seviyesiyle, günahlarımız... üzerinde çok düşünmemiz gereken ahir zaman hallerimizden değilse nedir?