20 Ağustos 2008 Çarşamba

Mezhep nedir ? ( 1 )

Mezhep nedir, mezhepler bölünme değil midir ? Mezhepler şirktir diyenler vardır ?

Mezhep, lügatta gidilen yol demektir.[1] Dört halife döneminde Hazreti Osman (RA) efendimiz zamanında sapık fikirler ilk işaretlerini verdiler.Yahudi İbni Sebe bu sapıklığın mimarlarındandır.Hz.Ali (RA) efendimiz zamanında sapıklık alevlendi. Bozuk niyetli, kara fikirli zift adamlar nefislerinin emriyle insanları kendi taraflarında ve fakat İslamın dışında birtakım isimler altında kollara ayırdılar.Bu ayrım Allahresulü Sallahu Aleyhi Vesellem’in sevgili arkadaşlarının genişleyen İslam topraklarına İslamı öğretmek için dağılmalarından ve vefatlarından sonra gitgide azgınlaştı. İslam'dan olmayan nefs ve şeytanın soluğu düşünce ve akımlar,Yunandan gelme fikirlerle iyice yayılma eğilimi gösterdi. İşte bu noktada Peygamberimizin -sallahü aleyhi vesellem- müjde/mucize sözleri tecelli etti:"Allah bu ümmete her yüz yılda bu dini yenileyen (içindeki sapık bid'atleri ayıklayıp atan, bu dini saffet halinde insanlara duyuran ) müceddidler gönderir."[2] Nitekim gönderdi de..

Peygamberimiz zamanında arkadaşları (ashabı), problemlerini O büyük Peygambere, muallimlerine (öğretmenlerine) sorarlardı."Ben Muallim olarak gönderildim "[3] Sonraları ashabı kiram içinde fakih olanlardan mesela Hz. İbni Abbas, Hz. İbni Mes'ud, Hz. Abdullah İbni Revahe, Hz.Abdullah İbni Selam, Hz. İbnül As, dört halife, Hazreti Aişe annemiz gibi radıyallahü teala aleyhim ecmain mübarek insanlar etrafında toplanır, meselelerini onlardan öğrenirlerdi. (Fakih: Fıkıh ilmini şer'i delillerle bilen; müctehid.)

İbni Sebe yahudisi gibi bir sürü münafık, müslüman görüntülerinin altında İslamı bozmaya yönelik faaliyetlerle sahneye çıktılar.Yeni problem ve sorulara bunlar cevap vermeye kalkıştığı anda hicri ikinci yılda bu "kıyamete kadar bizzat Allah tarafından korunacağı” [4] Kur'anı Kerim'de vaad edilen dinimiz; mübarek din bilginleri müctehidler tarafından, sapık bidatlerden ayıklanmaya başlandı.

Bu mübarek takva ve ibadet, ahlak timsali insanları bu ümmet çabuk fark etti ve tıpkı ashabı kiramın etrafında toplandıkları gibi bu insanların etrafında soru ve sorunlarının çare ve cevaplarını, meselelerini halletmeye başladılar.
Zira Allah Teala "Bilmiyorsanız zikir ehli ( olan alimlere) sorunuz." buyurmuştur[5].Tabi alim kimdir, müçtehid ne demektir, içtihad nedir, icazet nedir gibi bir sürü soruda cevaplandırılmak mecburiyetindedir. İnşallah bunların cevapları aşağıda gelecektir.

Mesela İmamı Azam (Rh.A) efendimizi iki cümle ile özetlersek icazet zincirinden ne kastettiğimiz anlaşılır.Bakınız hocaların zinciri nereye kadar gitmektedir.

İmamı Azam, hocası Hammad-i Kufi, hocası Alkame (bu zat Hz.Ömer ve Hz.Ali efendilerimizden hadis öğrenmiştir).Hocası İbrahim Nehai, hocası Abdullah İbni Mes'ud (RA). Abdullah İbni Mes'ud İslamı kabul edenlerin altıncısıdır.Efendimiz aleyhisselatü vesselamın hane-i saadetine sık sık girebilme şerefindendir ki, kendisi için "adeta ehli beyttendi" [6] Efendimiz aleyhisselatü vesselam "Kur'anı dört kimseden; Abdullah İbni Mesud'dan, Ebu Huzeyfenin azatlısı Salim'den, Muaz ve Übey İbni Kaabdan öğreniniz " diye buyurmuştu.

Bu noktada icazete de küçük bir atıfta bulunmak gerekiyor. Dikkat ederseniz Efendimiz aleyhisselatü vesselam özel isimleri bir iş için zikrediyorlar. Demek ki küfür düzeninin profesörü olmakla, icazetli bir halkaya dahil olmadan Seyyid Kutub gibi, Celal Yıldırım gibi, Süleyman Ateş gibi modernist kafa yapısı içinde tefsir gibi çok önemli, ehliyet gerektiren bir işi her önüne gelen; hem de hiçbir ehl-i sünnet alimine dayanmadan yapamaz.. Biz yine konumuza dönerek şunu söyleyelim ki, yukarıda görüldüğü gibi mezhep imamız bu nurlu halkaya dahildir.

Diğer taraftan o büyük mezhep imamımız İmam Caferi Sadık ve Süfyanı Sevri hazretlerinin sohbet halkasına devam etmiştir. Hadisi şerifler bile bu büyük imama işaret etmiştir.Mesela hadisi şerifte :"İlim (iman) süreyya yıldız kümesinde (asılı) olsa, Fars'dan biri alır getirir." "Dünyanın zineti yüzelli senesinde gider."[7] Bilindiği gibi İmamı Azam Efendimiz Fars yani İran asıllıdır ve hicri yüzelli senesinde vefat etmiştir.[8]

Bu hadislerin ona delalet ettiği hususunda bütün mezhep imamların icması vardır.[9] Diğer mezhep imamları da böyle büyük fazilet sahibi insanlardı.Bu örnekle şuna değinmek istedik ki, mezhepleri ve imamları küçümseyenler acaba bir imam-ı Azam'ın otuz-kırk yıl yatsı abdesti ile sabah namazı kıldığı geceler gibi bir hafta, bir gün geçirmişler midir ? Zulme karşı direnmiş olan şehid imam bir rekatta Kur'anı hatim edecek, öleceği yerde defalarca Kur'anı hatim eden zatı karalayanlar zifiri karanlıktadırlar.Öleceği yere gidip hatim yapmak yanlız şeriat ilimlerindeki dahiliğini değil, aynı zamanda şeriatın batını olan tasavvuftaki keşf ve kerametini göstermesi bakımından ibret vermesi gereken bir olaydır.

Yine bir ara Kufe şehrinde yağma da bir çok kimsenin koyunları çalındı diye bu mübarek imam koyunun ömrünün yedi yıl olduğunu bildiğinden tam yedi sene koyun eti yemedi.[10] Bugün binbirçeşit haramlı katkı maddeli yiyecekleri boğazından geçiren insanlar acaba hangi şüpheli şeyi terkedebildiler dinleri adına ..!Evliyanın büyüklerinden Muhammed Parisa –kuddise sirruh- hazretleri “İmam-ı Azam’ın sözünü red edip, beğenmeyene Allah Teala kumlar sayısınca lânet etsin”[11] buyurmuştur. Müçtehid sıfatında olmayan her kendi aklını ve nefsini putlaştırmış insana büyük bir ikaz olsa gerek. O büyükleri anlatan eserler okunmalıdır.

Bir İmam-ı Buhari Hazretleri gibi her hadis-i şerifi kitabına yazmadan önce istihare yapabilirler mi? Gusledip, Kâbe’de makâmın gerisinde iki rekat namaz kılıp, koyduğu sağlam usûllere göre sahih olduğu kesin olarak belli olan hadis-i şerifleri yazacak güçleri ver mıdır?

Şimdi böyle bir halka ve zincire bağlı büyük imamları, reddedenlere bizimde bir sorumuz olsun: Dediğinizi yaptık varsayalım.Onların dini açıklamalarına riayet etmedik, onların -Allah kendilerinden razı olsun- bizlere bildirdiği gibi itikad etmeyi, ibadet etmeyi-haşa- terk ettik.
Peki; ben cahil halktan, avamdan biriyim.İtikadımı nasıl öğrenip, nasıl ibadet edeceğimi direkt Kur'an'dan çıkaramıyorum. Mesela namaz vakitleri, rekatları, orucu bozan şeyleri vs..hadis kitaplarının da , Kitap gibi nasihi, mensuhu var.Siz zaten bu hadis kitaplarını (mesela Buhari, Müslim için) bile lekeleyecek, onlarda bile uydurma hadisler var diyecek kadar şaşırmışsınız. Bu iki kaynağı anlamaktan acizim.Nasıl hareket edeceğim.?

Siz naylon müctehidlere, sapık sapkınlara, dalalet ehli Teymiyyeci, Abduhçu, Mevdudici, S.Kutubcu, Karamancı, Kardavici, Yaşar Nurici, vehhabi zihniyetli insanlara sormak durumunda kalacağım öyle mi ? Dini anlamada rehberim, soru ve sorunlarımın cevapçısı, taklid ettiğim merci sizler olacaksınız.Bu noktada üç müthiş tezadınız var:

Birincisi : Benim gibi avam sizi taklid edecek, size uyacak, sizi doğrulayacak.. bu durumda taklid edilenler, bizi taklid ehli olmakla itham ederek yolunuza çağıran sizler bir mezhep olmuş olmuyor musunuz? mezhebe şirk deyip, asıl şirke kokan delalatinizin peşinden gelirsek bu taklit, bu şirk, bu mezhep olmuyor öyle mi ? Sizler insanların hakka bağlı olmasını değil, kendinize bağlı olmasını istiyorsunuz, müthiş bir şaşmışlık. Bu noktayı çok iyi düşünmelisiniz !

İkinci tezadınız, yukarıda saydığımız bazı isimler-ki sayı bir hayli çok-bu durumda sapık kol olmada birbirlerini müçtehid, alim kabul etmişler, siz de avamları olarak onlara uyma yolunda olduğunuza göre; bu noktada sizlerle bizim aramızda ne fark var..? Siz Teymiyye, Mevdudi, Karaman müctehiddir deyip, onların size gösterdiği gibi hareket ederken, taklidin haramlılığı vs. nereye gidiyor? Müctehid dediğiniz zatta bir başka reformcu üstadını kaynak gösteriyor.Oysa mutlak müctehid kimseyi taklid edemez.[12] (devam eder inşallah)

Mezhep nedir (2) burada
Mezhep nedir (3) burada

___________________________
[1] Yeni Lügat, Abdullah Yeğin
[2] Ebu Davud
[3] İbni Mace
[4] Hicr suresi : 9
[5] Nahl suresi : 43
[6] Ömer Nasuhi Bilmen Hukukı İslamiyye ve Istılahatı Fıkhiyye Kamusu I/ 328.
[7] Buhari ve Müslim, Ebu Hureyre (RA)’dan. Bu hadisi şerifler İbn-i Abidin'de, İbni Hacer-i Mekkide, Aliyyül Kari'de de vardır.
[8] Ayrıntılı bilgi için, bakınız, Ehli sünnetin altı imamı, M.Sertoğulu, sh:15 Bedir yay.
[9] Fıkhı Ekber
[10] Ehl-i sünnetin altı imamı, sh:37
[11] Fusul-i Sitte
[12] Emanet ve Ehliyet,Y.Kerimoğlu. c.I “İçtihadın Mahiyeti” başlığı.