18 Mart 2008 Salı

organ nakli

''İş için Ukrayna'da bulunduğu belirtilen Mehmet Gül hayatını kaybetti. Edinilen bilgilere göre Gül, dün gece Ukrayna’da fenalaşarak hastaneye kaldırıldı. Belli bir süre yaşam ünitesine bağlı kalan Gül, daha sonra yaşamını yitirdi. Gül’ün ölüm nedeni henüz açıklanmazken, nedenin daha önce de yaşadığı karaciğer sorunu olabileceği bildirildi. Mehmet Gül'e 2007 yılında Hepatit-B'den siroza dönüşen hastalığı sonucu karaciğer nakli yapılmıştı.'' (medyadan)

"Her nefis ölümü tadıcıdır; sonra bize döndürüleceksiniz" (Ankebut Suresi, 57 )

Konumuz siyasi bir kimliğin analizini yapmak değil.Her Müslüman bildiğimize ve Gül’e Allah rahmet eylesin deriz. Allah’dan geldik, yine O’na döneceğiz. Bunu ezberci düşünmeyelim. Gözlerimizi kapatalım ve kendi iç dünyamızda yaşayalım. Yaşadığımızın ispatı da, gözlerimizden akacak olan yaşlar olsun. Üstad N.Fazıl rahmetlinin Tabut şiirindeki dizeleri gibi :

''Cılız vücuduma tam görünse de,
İçim, bu dar yere sığılmaz diyor.
Geride kalanlar hep dövünse de,
İnsan birer birer yine giriyor.''

"O, hanginizin daha güzel amel yapacağınızı denemek için ölümü de dirimi de takdir edip yaratandır" (el-Mülk, 67/2).

Hep birilerinin ölümünü seyrederiz.Kendimize sıra gelmek üzere olduğunu kabullenmeyiz. Zaten bize şu kıyafet, bu tarz, şu söz yakışır ama ''ölüm'' asla.. Onu bir türlü yakıştıramayız kendimize..

Mehmet Gül merhumun siyasi kimliği ile değil, Hepatit-B, siroz ve karaciğer, yani organ nakli konumuz. O’da artık sağlık sorununu halletmenin ve organ bağışıyla elde ettiği karaciğer nakli ile, işlerine umutla ve yeni bir moralle sarılıp, bunun için Ukrayna’lara bile gitmişti.

"Şöyle de: Siz evlerinizde olsaydınız bile üzerlerine öldürülmesi yazılmış olanlar, yine şüphesiz öldürülecekleri yerlere çıkıp giderlerdi" (Âl-i İmrân, 3/154)

Organ nakli için çok şeyler konuşulur. Bir keresinde Prof.Cevat Akşit hocayı dinlemiştim. İslam’da organ nakli caiz mi, diye soranlara :''Yıllardır bu işin içindeyim, araştırıyorum; kitapta bunun yerini (olurunu) bulamadım, caizdir diye fetva veremem'' demişti. Keza Yusuf Kerimoğlu vb. gibi alimler aynı kanatte. Elbette karşı yorumlarda bulunanlar da var ve son devir alimlerinden (molla) İsmail Çetin hoca efendinin organ nakline caizdir diye fetva verdiğini biliyoruz. İttifak edilen hükümse, organın mal gibi asla satılamıyacağı.Organ nakli hakkında seleften-halefe haramdır diye bir içtihad/fetva bizlere ulaşmadığına göre; en azından haramdır hükmünün ''yenilerce'' verilmemesi gerekir.Mesele de zaten caiz mi, değil mi noktasında tartışılıyor.

Organ nakli meselesinde din farkı bir önem arzetmiyor. Mesela bir Müslümanın, gayri müslime organının nakli, yada tersi..Belki fıtrat, organ naklinin Müslümanlar arasında olmasını ister, aynı şeyi bir gayri müslim de dileyebilir ama bunda direnmemek gerekir. Meseleye insancıl boyuttan bakmak gerek.

Sanırım bu konuda en uçta duran bir insan bile, en azından, yakın aile/akraba söz konusu olunca dayanamaz. Sevdiğinizin göz göre göre ölmesini istemezsiniz. En azından bir can kurtarmaya sebep olmak insanı sonsuz mutlu eder, bu can ister müslim, isterse gayri müslim olsun farketmez. Herşeyi Allah (cc) yarattı. Bilindiği gibi dinimizin bir hükmü vardır. “Zaruretler, yasak olan şeyleri mubah kılar.” (Mecelle)

İmam-ı Azam Hazretlerinin (RA) ölmüş bir annenin karnının yarılıp, bebeğin kurtarılmasını istediği eski kitaplardan Eşbah’da kayıtlı diyenler var. Vicdan, organ naklini- satmamak ve ticarete alet etmeksizin- gerekli görüyor.

Bir konu yazayım dedim, kaç türlü açılımı çıktı. Organ nakli konusunda son devir alimİsmail Çetin hoca efendi, Allah kendisinden razı olsun, son derece takva, ilmiyle amil ve muteber/saygın otoritedir.Birileri gibi medyada boy göstermez o Allah dostları. Beni de İsmail hocanın fetvası bağlar.Yani organ nakli mecburiyeti olursa evet diyenlerdenim. İşte mezhepler de buna benzer doğdu. Sahabeden gelen farklı fetvaları her büyük imam, hem ilmi kıstaslarla hemde kendi meşrebince kaydedip onunla amel ettiler.Kimi ruhsatla, kimi azimetle..Coğrafi şartlar,sosyal yapı..

Mehmet Gül ile başlamıştık. Karaciğer gibi bulunması zor bir organla, yenilenmiş ve artık Ukrayna’lara falan koşturmaya başlamıştı..Hani diyorlar ya, organ bağışla hayat kurtarır!

"Nerede olursanız olun, tahkîm edilmiş yüksek kalelerde bile bulunsanız ölüm sizi bulur" (en-Nisâ, 4/78)

''De ki: 'Elbette sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, şüphesiz sizinle karşılaşıp-buluşacaktır. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilen (Allah)a döndürüleceksiniz; O da size yaptıklarınızı haber verecektir." (Cuma Suresi, 8)

Organ bağışı hayat kurtarır!Aslında dünya gözü ile öyle görünüyor ve söyleniyor.Sebepler önemli tabi. Sebeplere yapışmak ve gereğini yapmak.Kader.. Hani azl (cinselliği yaşama zamanı çocuk olmaması için spremin dışarı atılması) konusunda Alemlerin Efendisi -aleyhisselatü vesselama- korunayım mı, diye soran sahabiye (mealen) : Korunsan da, korunmasan da birdir. Allah’ın dileği olur.(Yani ezelde taktir edilen ruh, taktir edildiği zamanda/mekanda ve kişilerden gelecektir) hadisesine benzetiyorum bu organ naklini. Yeni (kullanılmış) bir organ edinsen de bir, edinmesen de..Ölüm konusunda taktir olunanın önüne geçemiyorsun. Böbrek nakli gibi organlar istisna, haftada birkaç gün makineye gitmekten ve saatlerce zaman harcamaktan kurtulmuş olunur.Bir başka önemli nokta da, acı çekerek yaşayıp ölüme varmıyorsun. Yoksa birilerinin sandığı gibi, ölüm zamanını geciktiremiyorsun.

İşte Gül, karaciğer gibi en önemli organı buldu ama birkaç ay sonra azrail kapıyı çaldı.''Hadi yolculuk var, gidiyoruz!''

''Dünya hayatının örneği, ancak gökten indirdiğimiz, onunla insanların ve hayvanların yediği yeryüzünün bitkisi karışmış olan bir su gibidir. Öyle ki yer, güzelliğini takınıp süslendiği ve ahalisi gerçekten ona güç yetirdiklerini sanmışlarken (işte tam bu sırada) gece veya gündüz ona emrimiz gelmiştir de, dün sanki hiçbir zenginliği yokmuş gibi, onu kökünden biçilip atılmış bir durumda kılmışız. Düşünen bir topluluk için biz ayetleri böyle birer birer açıklarız.'' (Yunus Suresi, 24)

Organ nakli konusunda ayrıca Muhterem Dr.Ebubekir Sifil hocanın şu makalelerine de bakılabilir.