31 Mayıs 2008 Cumartesi

Ashab-ı Kiram ( 3 )

''Eshabım için kötü söylemeyin, eshabıma sövmeyin, eshabımı kötüleyen ve sövene Allah-ü Teala lanet etsin ! Allaü Teala beni seçti, benim için ashabımı seçti.Eshabımı bana yardımcı ve akraba eyledi.Yakında ahir zamanda bir kısım insanlar gelir ki, ashabımda kusur söylerler. Dikkat edin ! Öyleleri ile yeyip içmeyiniz. Dikkat ediniz ! Onlarla evlenmeyiniz. (Kız alıp vermeyiniz) Dikkat ediniz ! Onlarla namaz kılmayınız..Onların namazını kılmayınız.Onlara Hakkın laneti inmiştir. Eshabım gökteki yıldızlar gibidir.Hangisine uyarsanız, sözünü alırsanız hidayete ermiş ve doğru yolu bulmuş olursunuz. Benim eshabımdan bir yerde vefat eden kimse, orada bulunanlara şefaatçi olur."[1]


"Ümmetimin şerlileri, eshabımın aleyhinde bir cür'ette bulunanlardır"


"Eshabıma dil uzatmakta Allah Teala'dan korkunuz!Benden sonra onları kötü niyetlerinize hedef tutmayınız! Nefsinize uyup kin bağlamayınız! Onları sevenler, beni sevdikleri için severler. Onları sevmeyenler, beni sevmedikleri için sevmezler.Onlara el ile dil ile eziyet edenler, gücendirenler, Allah Teala'ya eziyet etmiş olurlar ki, ibret cezası gecikmez verilir."


"Beni gören veya beni görenleri gören bir müslümanı cehennem ateşi yakmaz." "Ashabımın şanlarına yakışmayan sözleri söyleyenleri dövünüz! "[2] "Ashabımdan bundan sonra çıkacak hataları, Allah Teala afv edecektir. Çünkü onların İslam'a hizmetlerini kimse yapmamıştır." "Herkese şefaat edeceğim. Lakin, ashabıma dil uzatanlara, onları kötüleyenlere hiç şefaat etmem." [3]


Başta dört halife olmak üzere, sahabe-i kiram'ın pek çoğu için; onları öven sayısız hadis-i şerifler mevcuttur.Efendimiz (SAV)'in vahiy katiplerinden Hz.Muaviye (RA) efendimiz de bunların içindedir. Namazlardaki “Rabbena lekel hamd ” sözünü bir defasında Rasulullah -sallahü aleyhi vesellem- in ardında namazda söylemiştir ve Efendimizce memnuniyet ifadesi ile, namazda baki bu mübarek sözü söylemek Hz.Muaviye -radiyallahü anh- efendimizden bizlere kalmıştır. Mezhepsizler, her fırsatta, dozajı ayarlayarak ve ortama göre, önce mezhep imamımıza ait olduğunu söyledikleri bir kavil, fetva ile onu tevil ederek yada kaynaklara ulaşamayan halkı bildiklerinden iftira ederek, demediği bir sözü mal ederek şüphe tohumu atarak; ashab-ı kiramdan 6 yada 7 kişiye kavuşmuş olan İmam-ı Azam efendimizin kadrini lekelemeye, küçültmeye çalışırlar, sonra iş fukahada hatalar bulmuş edası ile onları ve kitaplarını gözden düşürmeye gelir.Taklid haram derler.Yani herkes Kitap ve Sünnetten kendisi ictihad yapmalıymış nasih/mensuh/sebebi vürud-nüzul onların kıt anlayışına kalmış. Ne kadar evliya veli, mürşid varsa, tekfir eder, kafirliklerine -haşa- hüküm verirler. Daha sonra ortamı müsait bulduklarında, ashabında insan olduklarından, hatasız kul olamayacağından giriş yaparak hata ettiklerini söyleyerek, yaldızlı sözlerinin içinde zehiri akıtırlar. Bunlar Üstad Necip Fazıl rahmetullahi aleyhin ifadesiyle İslam materyalistleri, maddecileridirler. İslam'ın manasını inkar ederler. Aşkları, maneviyatları, muhabbetleri körelmiş, yok olmuştur. Bunların semtinde ev kurmak dahi hadis-i şerifle men edilmiştir. Ehl-i Sünnet ulemasından bir nakille karşı koysan, naklettiğin zat için " sen onu biliyor musun, falan kitabında ne yazdığını gördün mü? O mu.." der alaycı küstah bir eda ile karalayıverirler.Onların bozuk üstadlarını yeren, rezil eden her ehl-i sünnet alimine hücum ederler.


İmamı- Rabbani kuddise sirruh efendimiz ashabı ve ehl-i beyti sevmeyi imanla eş tutmak olarak şöyle buyurmaktadır : "Bütün ashaba saygılı olarak ehli- beyti (Peygamberimizin ailesini akrabasını ) sevmek sünniliktir..Hadisi-i şerifte "Onları seven beni sevdiği için sever, buğzeden bana buğzettiği için buğzeder." buyuruldu. Ashaba muhabbet duymak, imanın bir parçası durumundadır.Yine onlar katında, son nefesin selametle verilmesi, ashab-ı kirama karşı beslenen sevginin kalbe yerleşmesini bağlıdır."[4] İmanlı ölmek, sahabeyi sevmeye bağlıdır, bu cümleye dikkat..! Bundan sonra reformcuların hep dillerinde geveledikleri, "sahabede insandır onların hatalarını söylemeyelim mi, onlar adamsa bizde adamız, onların aralarındaki savaş ve münakaşaları nefsi şeylerdir, kan davası, kavmiyetçilik gütmüşlerdir.." gibi çirkin hezeyanlarına ikinci bin yılının müceddidi aynı mektupta cevaplıyarak buyuruyor :


"Ehl-i sünnet, ashabı, aralarındaki münazalara rağmen, kötülükle anlatmazlar. Onları beşeri saplantılardan ve nefsani arzulardan tenzih ederler.Aralarındaki farklı işler, nefsden değil, içtihadi ayrılıktan dolayı idi..İctihada dayalı hatalar karşısında ise levm ve taan etmekten uzak durmalıdır." Yine tekrarlıyalım ki, ictihadda hata eden bir sevap alır. [5]


Mübarek sahabeleri, kendileri gibi sıradan insanlar sanıp, ardından nefsi hatalar yaptılar diye zırvalayan nasipsizler; o yıldızların Allahrasulünün aleyhisselatü vesselamın mübarek sohbet halkalarında ve "nazarları" önünde yetiştiklerini, onların öğretmenlerinin, mürşidlerinin Rasuli Ekrem (SAV) olduğunu bilmiyorlar mı ? Onlara dil uzatılınca, Onları rıdvanullahi teala aleyhim ecmain yetiştirip, nazarı altında terbiye edene zat'ı (Sallahu Aleyhi Vessellem) incitmiş olmaktan ürkmek lazımdır.


[1] Gunyetüt Talibin sayfa 116-117 [2] Mir'at-ı Kainat [3] Cami'us sağir [4] Mektubat-ı Rabbani 349.mektub [5] İmam-ı Suyuti