SORU - Ehl-i sünnete göre alimlerin bir sınıfı derecesi var mıdır? Varsa hanefi mezhebinde bu ölçü nasıldır?
Hanefi mezhebinde fukahayı kiram yedi tabakaya ayrılmıştır.Müctehid fişşeri, müctehid fil mezhep, müctehid fil mesele, Eshabı tahric, eshabı tercih, eshabı temyiz, mukallid-i sırf(mahz)..
1-Müctehid Fiş-şer'i:Mutlak müctehid demektir.Fıkıh mesleğini, metodolojisini vücuda getiren; Kur'an ve Hadisden ayrıca Ashab-ı Kiramın icmasından, yani Peygamberimizin arkadaşlarının bir meselede ittifak, fikir birliği ettiği meselelerde onlara uyan, bulamadığı konuları benzerleri ile kıyas yollu ictihad eden zatlardır.İmam Azam, imam Malik, İmam Şafii, İmam Hanbel, Süfyan-ı Sevri, Süfyan b.Uyeyne, Said b.Müseyyeb, Muhammed İbn Cerir, -rahmetullahi aleyhim ecmain- gibi..
2-Müctehid fil mezheb: Bunlar şer'i delillere baş vurduklarında ictihad edebilecek bir yeteneğe sahip kişilerdir.Ancak bir müctehidin usul ve kaidesinin dışına çıkmazlar.İctihadları o mezhebin usulüne uygun-dur.İmam Yusuf'un buyurduğu gibi, "benim İmamı Azam efendimize zıt görünen içtihadlarım yine O'nun daha evvel yapıp da, başka bir içtihada geçtiği eski içtihadıdır ." Bunlar Ebu Yusuf, İmam-ı Muhammed, İmam-ı Müzeni gibi şahıslardır.
3- Müçtehid fil mes'ele : Usul ve füru da müctehide muhalefet edemezler.Mezhep içinde cevabı verilmeyen bir meseleyi müçtehidin kaidesine uygun çözüme kavuştururlar.Hassaf, Tahtavi, Kerhi, Şemsül eimme Hulvani ve Serahsi, Fahrül İslam Pezdevi, Kadı Han, Burhanüddin Mahmudi Buhari, Tacüddin Ahmed Abdilaziz gibi..
4- Eshabı Tahric : Bu tabakadaki alimler ictihada kadir değildir.Fakat müctehidden gelen ve bir kaç ihtimali bulunan bir kavli, şüpheyi giderecek şekilde açıklarlar.Ne varki yeni meseleleri tabi olduğu mezhebin kaidesinden bulur çıkarırlar.Ebubekir Cessas, Razi, Cürcani, gibi.. Bazı zatlara göre ashabı tahric müctehid fil mezhep demektir.
5- Eshabı Tercih : İctihad edememekle beraber, müçtehidden gelen iki görüşten birisini delillere dayanarak tercih eder.Bu kavil sahihtir, essahtır, bu kıyasa daha uygundur diyebilen zatlardır..Kuduri, İmam-ı Merginani, İbn Hümam gibi..
6- Eshabı Temyiz : Mezhebde zahir olan rivayetlerle, nadir olanları, kuvvetli ile zayıf olanları birbirinden ayırabilirler.İmam Nesefi, EbulFazl, Mavsili, Muhtar ve Kenz sahibleri gibi..
7- Sade Mukallid : Bu sınıftakiler yukarıdaki hiç bir mertebeye yetişememiştir.Ancak mezhebin mesailini ezberleyip eserlerinde derleyen kimselerdir.Bir bakıma nakilciler de denilebilir.
Hicri 800 den sonra Hanefi fukahasının ekserisi bu kısma dahildir. İbn-i Abidin, Alaüddin el Haskafi gibi..[1]
Şafi mezhebinde alimler dört tabakaya ayrılır:
1-Müctehid Müstakil, mutlak müctehidler.
2- Müctehid-i Müntesip (Fil mezhep demektir) İmamül Haremeyn, İmam Gazali, Şirazi, Mervezi..
3- Müctehid fil mezhep (ashabı tahric gibi) ictihadında çok kere bağlı bulunduğu mezhebin dışına çıkmaz.
4-Müctehid fil Fetva : Bu ashabı tercih gibidir) Zayıf ile kuvvetliyi evla olanı, müftabih olanı seçer ve fetva verir. Şafilerce ashabı temyiz ve sade mukallid dediğimiz mukallid-i mahz fukahadan sayılmamaktadırlar.
Ya günümüzde kendisinin birilerinin ağzından müctehid olduğunu ilan ettiren "bu konuda benim ictihadım budur " diyebilme cür’etinde olanlar..!
Hadis-i şerifler bize günümüzle ilgili yeterli ipuçları vermektedir: "Hatiplerinizin çoğalması, alimlerinizin baştakilere (ve fikirlerine) meyledip haramı helal etmeleri ve arzularına göre fetva vermeleri de kıyamet alametlerindendir."[2]
"Bir takım kimseler gelecektir ki iman etmeden Kur'an ilmi kendilerine verilecektir.Onlar harflerine riayet edecek, fakat çerçevesini aşacak, hükmünü çiğneyeceklerdir,'biz okuyucuyuz, bizden daha iyi okuyan kimdir?.. Biz alimiz, bizden alimi kimdir ?' derler. İşte Kur'an'dan hisseleri ancak budur ve bunlar bu ümmetin fenalarıdırlar" [3]
"....o zamanın alimleri gökkubbe altındaki alimlerin en şerlileri olup fitne onlardan başlar ve yine onların başına döner." [4]
Aleyhisselatü vesselam Efendimizin bu üç mübarek hadisleri, günümüzün alim kılıklı cahillerini tahlil etmemiz için yeterli bir bakış açısının nasıl olması gerektiğini bizlere öğretmektedir.Her ünvanlı prof. ve hoca alim değildir.
''İslam dinini içinden yıkmak isteyen bazı sapık ve zındık ilahiyatçılara bile doğru dürüst cevap verilmemektedir.''[5]
Alimlerin sözlerinin nakil olup olmaması, dört delilden çıkmış hükümleri yansıtıp yansıtmaması, icma-i ümmeti dışlamaması çok önemlidir.Zira " tevatürle gelen bir icma'nın hükmünü kabul etmemek küfürdür " insanı dinden çıkararır. [6]
Burada belirtmemiz gereken bir önemli husus var. Bizim gibi, avam hasletinden dahi mahrum cühelaların, yedinci derecedeki ulema ve bu ulemaya (bölük astsubayına ) dayanılarak hazırlanmış ilmihalleri atlayarak, birinci derecedeki (genel kurmay başkanı) mesabesindeki İmam-ı Azam efendimizin bir ictihadını, kavlini, kendi aklınca almaya yetkisi ve hakkı da yoktur.Nerde kaldı direkt Kur’an-ı Kerim’i anlayıp hüküm çıkarmak.
[1] Kamus, Bilmen, c.I, sh:313
[2] Deylemi
[3] İhya C.1 Sh.195
[4] Hakim,Deylemi
[5] M.Şevket Eygi, Milli Gazete, sh: 2 (21 Ocak 1999 )
[6] İmam-ı Serahsi, Fıkhi Meseleler, Yusuf Kerimoğlu, Kitap 1, sayfa 35-37/1982