3 Haziran 2008 Salı

kim ne demiş !? ( 1 )

Bu yazıda, değişik zamanlarda fikirlerini açıklamış kişileri bulacaksınız. Belgesel tarzda, tarafımızdan en küçük bir yorum dahi yapmadan, tıpkı çocukların yap-boz oyunları gibi parçaları alt-alta koyarak bir mana fotoğrafını çekmeyi sizlerin firasetinize bırakıyoruz. Yap-boz’u karışık olarak önünüze dökmek bizden; bütün’e ulaşmak için paragrafları doğru bir şekilde sıralamak çabası da sizden. Haydi kolay gelsin.!
“ Uygar Türkiye, şeyhler, dervişler memleketi olamaz. Ölülerden medet ummak uygar bir toplum için lekedir. En doğru, en gerçek yol uygarlık yoludur.” K. Atatürk (1 Eylül 1925 )
“ Bugün bütün memleketlerde evliyaya ibadet ediliyor. İslamiyyetten evvelki arapların, meleklere, heykellere tapındıkları gibi onlardan şefaat istiyorlar. Allah’ın bildirdiği tevhidde Allah ile kul arasına vasıta ve şefaat etmek yoktur.” Seyyid Kutub, ( Zümer suresi , Ayet : 3 Fizilail Kur’an ‘dan )
“ Gerici fikirleri güdenler belirli bir sınıfa dayanacaklarını sanıyorlar. Bu kat’iyyen bir vehimdir, bir zandır. İlerleme yolumuza dikilen engelleri ezip geçeceğiz. Bir dinin tabi olması için akla, ilme, fenne ve mantığa uygun olması gerekir.” K. Atatürk ( 3 Şubat 1923 )

''Bizim devlet idaresindeki ana programımız CHP programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, idarede ve siyasette bizi aydınlatıcı ana hatlardır. fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. biz ilhamımızı gökten ve gaipten değil, daoğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.'' K. Atatürk ( 1 Kasım 1937)

“ İslam idaresi sofuluk satan dervişleri, sahte şeyhleri, şunun bunun adaklarıyla yaşasınlar diye kendi alemlerinde başıboş bırakmaz..Zikir meclisleri, evrad okumalar vs. tenbellik çağının ürünleridir. Hayat ve hareket çağları böyle şeylere önem vermemiştir. Avare dervişleri, miskin şeyhleri yedirip içiren serbest bırakan varlıklarını kabul eden feodalite idi. Çünkü bu adamlar yoksulluk ve eşkiyalığın gırla gittiği bir toplumda halkın aldatılması için en güzel araçlardı..ham sofular ruh yapılarını kazanç usüllerini değiştirerek faaliyet alanında herkes gibi olmazlarsa, toplumun en değersiz en iğrenç insanları durumuna düşeceklerdir.” Seyyid Kutub (İslam ve Kapitalizm Çatışması sh: 108 Birleşik yay. 6. Baskı, yıl 1995 )

“ Zaman ve ahvalin değişmesiyle İslam’ın değişen hududu budur.” Seyyid Kutub (İslam’da Sosyal Adalet, sh: 189 )

‘’Kabir azabı ancak hadislerle temellendirilebilir. Hadisler ise akaide konu olmazlar. Dolayısıyla kabir azabı iman veya inkarın konusu değildir.’’ M.İslamoğlu (mustafaislamoglu.com)

“ İslam toplumunu inşaa ederken, İslam fıkhına bağlı kalmamak gerekir.” Seyyid Kutub ( İslam ve Medeniyetin Problemleri )

“ Ortada bir başka zümre daha var. Bu zümre İslam demek, şeyh ve dervişlerin yönetimi demektir sanıyor. Bu yanlış düşünce neden doğmuştur. Sathi kültürden, nesillerin olayları ayıklayamamasından..
Şeyh ve derviş kisveleri İslami olmaktan uzaktır. İslami kıyafet, İslami olmayan kıyafet diye bir şey yoktur. Hz.Peygamber ne cübbe giymiştir, ne kaftan, nede kavuk örtmüştür."” Seyyid Kutub, ( İslam ve Kapitalizm Çatışması sh: 101 )

“ Bugün İslam adına kadının parlementoya girmesini istemiyen, çalışmaktan men edilmesini, kol ve bacak örtüsünün uzatılması için haykıranlar-kendilerini bu tarafa itan duygularına saygımla birlikte- meselenin hepsini ayrıntılara inhisar ettirmekte İslam’ı kolaya ve eğlencele aldıklarını söylememe müsaade etsinler.” Seyyid Kutub, ( İslami Etüdler, sh: 90 )

“ Biz dine saygı gösteririz.” K.Atatürk
(Asaf İlbay, Nak. A.Dilipak a.g.e. sh: 156 )

“ Davetliler arasında çok muhterem ve yaşlı bir hanımefendi vardı. Bu hanımefendi de Atatürk’ün meclubu idi, fakat ağır siyah tuvaletinin üstüne bir siyah örtüyü takmadan edememişti. Salondan çıkış kapısında, Atatürk bu kadına yaklaşıp: “Müsaadenizle” deyip örtüyü başından sıyırıp, yanlarında bulunan zat’a : “Bu örtüleri artık görmek istemiyorum” diyerek uzattılar ve örtünün altından çıkan kır saçların güzelliğini medhederek : “Bu güzel saçlar kapatılır mı hiç ? ” diyerek eğilip onları öptüler.” İclal Işık ( Nak.A.Dilipak “Bir Başka Açıdan Kemalizm sh: 170 )

"Kadınların başlarını örtmesi iman meselesi ölçüsünde önem arz etmez. Allah'a karşılık kulluk, umumi manada kulluk ölçüsünde önem arz etmez bunlar. (!) Teferruata ait meselelerdir... Temel meseleler varken, teferruatla uğraşılmamalı." Fethullah Gülen ( 1.10. 1996 tarihli Zaman ve 23-28 Ocak 1995 Hürriyet ve 23-30 Ocak Sabah gazetesi ropörtajlarından )

“ Bu hocalar başımda yeşil bir sarık, yüzümde uzun bir sakal, geniş bir cübbe içinde, elimde bir tesbih beni öbür dünya ile ilgili bir adam yapmak istediler. Şaşılacak bir şey varsa; bunların kalın kafaları beni hala anlamamıştır.” K.Atatürk;
( Damar Arıkoğlu, Hatıralarım, Sh: 345 Nak. A.Dilipak , Bir Başka açıdan Kemalizm, sh: 155 )

“ Mustafa Kemal Paşa beyanatıma karşı hiddetle bütün içini ortaya döktü :
- Evet Karabekir; Araboğlunun yavelerini Türk oğullarına öğretmek için Kur’an-ı Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece de okutturacağım ! Ta ki, budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler” M.Kemal ( Paşaların Kavgası, Yayına Hazırlayan İsmet Bozdağ, sh: 159 )

“ Hocaları toptan kaldırmadıkça hiçbir iş yapamayız..” K.Atatürk (İsmet Bozdağ, a.g.e. sh: 165 )

“ Cumhuriyet idaresi fazilet-i ahlakiyeye dayanan bir idaredir. ” K, Atatürk (İzmir Kız Öğretmen okulunda bir konuşma, Hakimiyet-i Milliye 15.10.1925 )

“ Hayreddin Karaman’ın Cuma hutbesinin milli birlik ve beraberlik, halk eğitimi, kalkınma seferberliği, salgın hastalıklar ve bunun gibi konulara ayrılması hususundaki görüşleri, Demokrasi ile İslam’ı aynı sanmasından kaynaklanan bir yanlıştır. Karaman Mevdudi’nin “İmam-ı Rabbani ve İslam” isimli kitabını tercüme ederken, dipnotlarla açıklama lüzumu hissetmiştir. Bunlardan birisi de şudur :
“ Müslümanların yaşadıkları memleketlerdeki meşru ve demokratik idarelere karşı isyan ve anarşi çıkarmaları değildir.Burada dine karşı olan materyalistlerle mücadele söz konusudur.” Hüsnü Aktaş (Medeni Vahşet, sh: 207-208 3. Baskı 1980 )

“ Al sana bir rezalet daha ! Hiç Kur’an hükümlerine ( teori, nazariye) sıfatı yakıştırılabilir mi ? Bu felsefe, yani başıboş bir düşünce tabiri veya çürük ve daimi yalanlanması mümkün görüşlere verilen ad..Bu cümleyi kullanan bir Diyanet İşleri Başkanında Kur’an ile herhangi bir kitabı, vahy ile felsefeyi ayırd edici ölçü yok demektir. Olamayınca da Diyanet İşleri, (Süleyman Ateş için ) Cinayet İşleri olmaz da ne olur ? Üstad N.Fazıl Kısakürek, (Rapor 3, sh: 264-267 )

“ İşte bu fikri bütünlük İslam felsefesinin kendisidir.”Seyyid Kutub, (İslam’da Sosyal Adalet sh: 30 )

“ Buna göre İslam’ın nazari kaidesinin...” Seyyid Kutub ( İslami Hareket Metodu, sh: 86 )

“ O devrelerde, bugünkü gibi, İslam nazariyesi karşısında...” Seyyid Kutub (İslami Etüdler sh:75)

‘’Bir kimse, Yunan felsefecileri gibi, (Dünya kadimdir, ezelidir) derse küfre düşer. Yahut, (İnsanın ve bitkilerin yaratılışında, kirpiğimizin, saçımızın uzamasında ilahi şuuru görüyoruz) derse, mahluk [yaratık] olan şuuru Yaratıcı için kullanmış olur. Bu ise küfürdür. Çünkü şuur, akıl, fikir yaratıktır. (İslam düşüncesi) demek de bu bakımdan küfürdür. Çünkü İslamiyet bir düşünce sistemi değildir. İlahi emir ve yasaklara düşünce demekten çok sakınmalıdır! İçinde (İslam düşüncesi), (İslam nazariyesi) gibi ifadeler bulunan kitaplar çok zararlıdır.’’ (www.mehmetalidemirbas.com)

“ Biz dahi, uygulanmıyacak fikirleri, nazari birtakım teferruatı yaldızlayarak, bir KİTAP yazabilirdik. Öyle yapmadık..” K.Atatürk ( Dilipak a.g.e. sh : 154 )

“ Muhammed’in bir melek ile ve Allah ile hakikaten konuşmuş olduğu kanaatinde bulunanlar olduğu gibi, Muhammed’in isteyerek böyle söylediğini ileri sürenler olmuştur. Bu faraziyeleri bir tarafa bırakmak ve meseleyi ilim ve mantık çerçevesi içinde mütalaa etmek daha doğru olur..”
K.Atatürk ( Dilipak a.g.e. sh: 151 )

“ İnsanın şu veya bu hayvandan tekamül etmiş olması, onun değerini düşürmez.. Muhakkak olan nokta, insanın evrim geçirdiğidir.” Süleyman Ateş ( Kur’an-ı Kerime göre Evrim Teorisi, İlahiyat Fakültesi Dergisi, c.20, sh: 131)

“ ..İlk hayvan denizlerde balık ve karalarda muhtelif kemikli yaratıklar oldu; bunlar devirlerde şekilden şekile tekamül ettiler. İnsanlar sularda çırpınan bir varlıktan bugünkü şekline geldi.” K. Atatürk, (Afet İnan, Nakleden A. Dilipak Bir Başka açıdan Kemalizm, sh: 155 )

“ Bu ayetten, dünyada yeniden bedenlenme, yani reenkarnasyon ( ruhun bedenin ölümüyle başka bir bedene geçişi ) de anlaşılabilir..” Yaşar Nuri (Kur’andaki İslam sh: 160 )

“ İslam’a göre, bütün insanlar, birbirlerine yakın bağlarla bağlı bir ailedir..” S.Kutup. (Cihan Sulhü)

“ Baylar, bütün insanlığın görgü, bilgi ve düşünüşte yükselip, olgunlaşması, Hristiyanlıktan, Müslümanlıktan, Budizm’den vazgeçerek yalınlaştırılmış ve herkes için anlaşılacak bir duruma getirilmiş katkısız ve lekesiz bir DÜNYA DİNİNİN kurulması ..” K.Atatürk, (Dilipak a.g.e. sh: 153 )

''Vade dolduğu halde borç ödenmez, aradan bir süre daha geçer ve bu arada para değer kaybına uğrarsa bunun da (enflasyon farkının) ödenmesi gerekir.''Hayrettin Karaman/Yeni Şafak 01.05.2008

‘’Geçmişte yaşayan bid’at ehli ile bugünkileri birbirinden ayıran önemli bir durum var: Geçmişte yaşayanların bid’at ehli olduğu konusunda zihinlerde herhangi bir şüphe ve tereddüt mevcut değildi. Bugüne gelince, bid’at ehli hakkında, bid’at ehli oldukları dışında söylenmeyen şey hemen hemen yok gibi. Oysa bütün karizmaları(!) ve otoriteleri(!) bid’at görüşlerinden kaynaklanıyor.'' Dr.Ebubekir Sifil (Milli Gazete 08.05.2008)

“ İslamiyyet diğer dinlere nefret manasını taşıyan dini taassubu kabul etmez.” Seyyid Kutub (Cihan Sulhü kitabından )

“ Kaç Osmanlı şehzadesi taç, taht saltanat kavgasıyla Bursa’ya hücum etmişler; yakmışlar yıkmışlar ahalisini soymuşlar. Zavallı Bursa ve Bursalılar bu saltanat düşkünlerinin oyuncağı halinde ne acı günler geçirmiştir.” K.Atatürk ( Hakimiyet-i Milliye 14. 9. 1924 )

“ Bugünkü manada cihadı Emeviler uydurmuştur. İslam’ da bu manada cihat yoktur.” Yaşar Nuri ( Kur’andaki İslam sh: 508 )

“ İslam insanlara zorla kabul ettirilmesi lazım gelen bir din değildir.” Seyyid Kutub (Cihan Sulhü )