''Kutlu Doğum Haftası içindeyiz ve ona layık olmalıyız. Peygamberimiz'e layık olmalıyız. Çocuklarımızı, gençlerimizi de Peygamberimiz'in hoşgörüsü etrafında hayata hazırlamalı, yaşantımızı ona göre şekillendirmeliyiz. Hafta sonunda F.Bahçe ile önemli bir derbi müsabakası oynayacağız. Herkesin bu maçta içinde bulunulan haftanın atmosferi içinde hareket etmesini temenni ediyorum. Dostça ve centilmence mücadele etmeliyiz. Herkes dürüstçe elinden geleni yapmalı. Allah kime nasip ederse o kazansın."
Hakan Şükür'ün bu gayet normal ifade ve açıkladığı düşüncelerinden dolayı bir kısım medyanın bildik salgırganlığının bu bilmem kaçıncı seviyesizliği üzerinde kelime ziyan etmeyeceğim.
Ama tüm bu yalan ve çirkin, ahlaksız yayınların trajını düşürmeyen halkımızın sosyolojik, psikolojik ve dahi bilgi/kültür dallarında sınıfta kalışı affedilir gibi değil!
Yeni yıl yaklaşırken 24 aralık odaklı olarak, buralarda (Avrupa) kimse çalışmaz. Okula gidilmez. Hristiyanlar (Katolikler) kendi dinlerinin en önemli bayramlarını, kiliselerde inançları doğrultusunda kutlarlar. Buna dünya ligleri de dahildir.
Onlar sahaya çıkarken istavroz çıkarıyorlar (haç işareti), kimsenin gıkı çıkmıyor ve çıkmamalı. Bizimkiler saha kenarında ne namaz kılıyor nede ellerini göğe kaldırıp dua edebiliyorlar, yeterki laiklik ürküp uçmasın diye!
Bir kısım yobaz medya, İslam düşmanı medyayı halk neden anlayıp, tanımıyor ve trajla cezalandırıp protestosunu yapmıyor? Toplumsal hafıza, bilinç bu kadar mı köreldi? Bir dönem de, İsveç gibi ülkelerdeki bazı pislik adamların çizgileri için mallarını boykot ''lafları'' var idi. Unutuldu gitti..
Milletçe, yılların getirdiği, planlı bir dejenerasyon sonucunda; öz vatanda, azgın azınlıkça asimile olanları görmekteyiz. Kimlik sorunudur bu! Bir önceki yazımda işaret ettiğim gibi, hassasiyetlerini kaybeden bir vücuttaki kısmi felç durumudur bu! Yara kangren olmaya yüz tutmuş da, diyebiliriz.
Neden Hakan Şükür'e haince saldıran bir kısım medya hakkında fazla yoruma girmedim? Zira onlar kendi işlerini yapıyorlar.
Bize ne oldu?
Hakan Şükür, sana önce Türk futboluna katkılarından dolayı teşekkür. Sonra da, Ramazanlarda, utanmadan, samimiyetsizce sayfalar düzenleyen; halka traj/para için dini malzemeler dağıtanların iki yüzlülüğünü, İslam karşıtlığını, şu anlamayan millete tekrar belgelediğin için ayrıca teşekkürler.