18 Nisan 2008 Cuma

Futbolcu, ofsayt, hadi ordan yalancı..!

Anlat abi demişti..
Bende '' ne anladık ki, ne anlatalım'' demiştim.
Sahi ne anladık..? Ne anladık Allah'ın verdiklerinden ve Allah Celle Celalühden..?
Ne anladık akıp giden ve işte, üst satır artık bir mazi oldu zaman olarak..Klavyedeki okla bir üst satıra çıkmak/dönmek mümkün ama yaşam dediğimiz hayat senaryomuzda, ''oynarken'' ve üstelik başrolde..!


Hani pek ilgilenmem ama, futbolda her oyuncunun ''topla oynama süresi, faulleri, ofsaytları, şutları, sarı kartları, kırmızı kart...vs'' istatistik veriliyor ya..
Hz. Ömer radiyallallhü anh efendimiz, hani o yaşarken cennetle müjdelenen Hazreti Ömer Efendimiz..Arkadaşına, bende münafık alametleri görüyor musun, görüyorsan ne olur söyle, diye ısrarla soran..
Yani bizler istibramızda ofsaytta olabiliriz, adet konusunda da bir kadın..!

Hamdolsun ki, Allah bizlere kendi arzında ''kırmızı kart'' gösterip, madem bana itaat etmiyorsun, yeme, içme benim nimetlerimi; hatta çık benim arzımdan buyurmuyor!

Faulleri olan nice eli kaleme bulaşmış, sünnet yolu caddesi dışında kendisine yol tutmuş olanlar var ya; bu noktada günah işlemekten asla bahsetmiyorum..Ahlakta pek çoğu yada hepsi benden kat kat üstündür, ibadette de..! Ama, itikat diyoruz ya, büyüklerin yolunu beğenmeyip burun kıvıranlar, bize Kur'an yeter diyenler. Sahih hadislere dudak bükenler ve işlerine gelmediği zaman mevzu/uydurma diyebilme cür'etini gösterirken ''zerre'' titremeyenler..Rasulullah sallallahu aleyhi vesellemden mahşer meydanında azar işitmekten ve hatta muhatap bile alınmamak endişesinden uzak adamlar var ya!
Haşa tükrüğünden başka mucizesi yok diyebilenler..Ben alim olarak kendimi bir mezheble sınırlandıramam, bağlayamam diyerek kitap yüküyle şeytana bağlananlar var ya..! Bunlar da hep ofsayttalar!
Nasıl bu denli emin olabilirler, nasıl ''bu, budur diyebilirler ve mesela dinin delili/hücceti ünvanlı İmam-ı Gazali Hazretlerine ve o muazzam saffet kokan, burcu burcu tasavvuf kokan ve fıkıhta şafii mezhebine göre yazıldığı halde, tüm İslam dünyasında gönül gönül ciltlerce halen basımları yapılan eserlerine dil uzatabiliyorlar..Bu ne korkunç enaniyet, nefsin emini oluş!

Bir an için nasıl kendilerine sormazlar: Evet ben ilahiyat, Ezher okudum, doktora derken prof bile oldum ve ben ana karnındayken anam ve babamla bana gelen din üzere doğdum ve yetişkin olup şu kariyerime ulaşana kadar, içinde bulunduğum geleneksel klasik dini öğrendim ve ona göre namaz kıldım, oruç tuttum..Ona göre inandım, itikad eyledim.Derken okumaya doymadım; farklı kişilerin kitapları ile tanıştım ve onların dedikleri; eskilerden bana gelenden daha makul geldi. İyi de, yenileri kabul ediyorsam; şu ana kadar namazımdan orucuma onların dediklerini tekrarlamam gerek, ama nasılsa onlar geçmişin kazası gerekmez demiyorlar mı, itikat ise, doğruyu bulduğum andan itibaren muvahhidim demektir.Ama, ama; ya bu azınlık olan yeniler, o sevadı azam olan, ve adına da ehl-i sünnet ve cemaat denilen karşısında indallahta Allah katında ofsayt durumundaysalar; kabul görmez bir yanlışın içindeyseler, yandı gülüm keten helva denmiyor ölünce..!
Sen kendine sordun mu, dediler bir zamanlar onlardan bazıları bana..Yahu yapmayın, bir kere ben alim değilim amma velakin alimi tanırım elhamdulillah. İkincisi, ben; sizin o klasik dediğiniz, geleneksel diye burun kıvırdığınız büyük topluluk, cennet fırkası alimlerini okurum, anlamaya çalışırım.Onlardan mesela bir Ebubekir Sifil gibi günümüz alimi sizden birilerinin vahim yanlışlarını ispat eder, bende Sifil hocanın, geleneksel mübarek alimleri kaynak/referans aldığını gördüğüm sürece elbette ona benzer bir fikri yapı içinde olmamdan daha tabi ne olabilir.
Üçüncüsü ben gibiler, kendi hevalarından/kafalarından atmasyon yapmayız. Hele :''bana göre, ben bu konuda mezhepleri inceledim, şu konuda hanefi, şu kısmında da malikinin içtihatlarını doğru buldum'' gibi traji komik bir andavallılığa kat'iyyen düşmem hamdolsun..Telfikin bini bir para!
Alim olmak bize uzaksa da, alimleri tanıyacak bir teraziye sahip olmak için 43 yıldır dikkat kesilmişiz. Günah çok, ahlak düşük, acz gırla ama büyük sermaye Allah'a ümit ve ehl-i sünnet inancı..Bu inanç üzere oluş, şu garip zamanda vallahi ve billahi en büyük nimet..

Bana deseler, sana ne istersen verelim, ne istersen dünyalık, saymayayım uzun uzun..Müslüman kal, ibadetini de bırakma, özgürsün. Ama, şu malum isimleri benimse, kitaplarını yazılarını oku, onları mutemed bil, hepsi bu..Yine yeminle bir gözümü de yerine diyet vereyim ve vaad ettikleri zenginlik yerine, tersinden fakir bir yaşama da binlerce kez razıyım.
Konu nasıl buraya geldi, bende bilmiyorum. Yatmıştım, gece saat o1:30 a gelmiş..Uyku tutmadı, Alemlerin Efendisi aleyhisselatü vesselamın mübarek ism-i şeriflerini okumak aklıma düştü..İşte net tuzağı da bu, pc'yi ne diye açtım, ne yaptım. İnşallah hayır olmuştur.
Şu zamanda ilimle uğraşmak her türlü ibadetten üstündür. Çünkü insanlar ilme muhtaç olacak, kendilerinden faydalanılacak mutemet, güvenilir, atmasyon yapmayan gerçek alimler; siyah karga sürüsünün içinde beyaz kanatlı bülbül-ü nalan gibi az olacaklar (bu manaya yakın hadis-i şerif var.) Sen onları bul. İlle yaşadığımız hayatta cesetle olmaları gerekmez. O mübarek alimler, yazdıkları milyonlar sayfalar tutarındaki eserleriyle zaten sadaka (-i cariye) etmişler bize, yaşıyorlar.Bunu iyi anla. Onlardan birinin eserini okuyacağın zaman, mümkünse abdestli ol, ve hürmetle eseri aç; hamdele, salveleden sonra, o mübarek alimin ruhundan istimdat ile ruhuna fatiha hediye eyle. Bitincede fatiha ile bitir. İşte diyelim Kevseri merhumun yada Abdulkadiri Geylani hazretlerinin Futuhul Gaybini okudun. Say ki, o alimin rahlesinde ders aldın. Derinlemesine duyanlar, zaten onlarla irtibata geçerler.Samimi ve sahih niyet yeter bunu için. Çözülmezler çözülür, bilinmezler bildirilir.
Ne ofsayt, nede sarı kart..Zaten o mübarek alimlere abone olanın, futbol aşkı da kalmaz. ''Kişiyi Allahu Tealanın sevmediğinin alameti, lüzumsuz işlerle uğraşmasıdır'' hadisini aklından çıkarmadan yaşamını tamamlar..
Dikkat ettin mi, yazı bir yerden sonra ''sana hitap'' şekline döndü. Nasıl başlamıştı oysa..Neden mi, Futuhul Gayb'den bir bölüm okuyup pc'yi açmıştım. Gavsın ikramı gibi geldi bana..Kuddise Sirruh..
Bende yazmaya başlayınca başka bir ben oluyorum bazen. Al sana riyanın daniskası..

Kullar uyuyor! Hayy Celle Celaluh hep diri..
Kullar uyuyor, para için yada mecburi vazifeliler hariç..
Kullar uyuyor, gök yüzüne bakasım geldi..Hayy hep diri. Hz. Musa aleyhisselama eline bir bardak al ve otur buyurdu. Derken Hz.Musa (as)'ın içi geçti ve bardak düşüp kırıldı. Ya Musa, Ben Azimüşşanı bir ''an'' uyku ve benzeri bir gaflet galebe etseydi, bu kainat o elinden düşürdüğün bardak gibi tuz buz olurdu buyurdu..Allahu Ekber! Allah Hayy ve La Yemud..

Moral Haber'de bir video var. Zamanı olana tavsiye ederim. İnsan yüzünde gözler, kulak ve burun yerleri açılırken, bakmak ve anlamaya çalışmak lazım..Akletmek, tefekkür etmek, düşünmek, ibret almak için bakılmalı derim.

Ben de artık datmaya gideyim. ''Uyu nefism uyu nenni, uyumaya gelmiş gibi'.'


Not : Yorum kısmı zor karışık diyen dostlardan mailler alıyorum.Gerekirse ben mailden yoruma luzum gördükçe aktarırım.Teşk ederim.