Düşünen ve sorgulayan dost Musa Harun şöyle bir yorum yazmış:
‘’ Dinde reform;İslami sohbetler, fikirler, düşüncelere, kitaplar oldum olası bana cazip gelmiştir. Ama bu gerek islami ilimler, gerekse islam tarihi konusunda pek bilgili olduğum anlamına gelmiyor. Bu konuda (kesinlikle mütevazilik olsun diye söylemiyorum) bilgimin çok kısıtlı olduğunu söylemem gerekir. Allah nasip ederse, (7 gün sonra gireceğim öss sınavından sonra[benim için dua etmeyi unutmayın])dini kitaplar okumaya, ve bu konuda kendimi geliştirmeye özen göstereceğim. Bunu söylememin sebebi, reform konusunda da pek bilgim yok açıkçası, 1400 yıllık süre içerisinde alimler reform meselesini nasıl algılayıp, nasıl yorumlamışlar. Çok sevdiğim din kültürü hocamın yazılıda sormuş olduğu soru biraz kafamı karıştırmıştı. Ama kendimce sorunun meşruiyetine bir kılıf uydurup fazla düşünmek istememiştim. Soru tam olarak şöyleydi;İslam Dini n'için her dönemde yeniden anlaşılıp yorumlanması gereken bir dindir ?Reformdan maksat da bu soruda ifade edilen olsa gerek.Birinci mesele gibi ikinci mesele de benim için tam bir muamma;İslam devletinde yaşamayan bir müslüman olarak karşılaştığım zorluklar karşısındaki tavrım ???Konuyla direkt alakası olmasada şeriatsız islam isteyenler maddesi aklıma getirdi bu soruyu da. Gerçi Ehli sünnet inancına bağlı olarak, İslami kamil anlamda yaşayan ve yaşatan bir İslam devleti de yeryüzünde yok şu an zannedersem, Yanılıyor muyun ? İnşallah yanılıyorumdur.Hayırlı günler’’
Aziz Kardeş,
Aslında İslami ilimlerde senden farklı olmayan biri olarak (ben de kesinlikle mütevazilik olsun diye yazmıyorum) değerli yorumuna birikimim kadar bir şeyler yazmak istedim.
Reform, ıslah etmek, bozulmuş bir şeyi düzelterek, eski doğru haline getirmek demektir.Kelime anlamını iyi idrak edilince, İslam dininin neresi haşa hatalı ki, o kısmı tamir edilecek sorusuyla karşı soruları dinde reformcu olanlara sormaya başlarız. İslam dünyasının geri kalışını mezhep sahibi olmaya, geleneksel diye küçümsedikleri nakil zincirine bağlayanalar da biliyorlar ki, dünyada pekçok ilkleri, keşifleri yapanlar da, yine ehl-i sünnetin güçlü ve var olduğu dönemin alimleriydi.
Dinde reform yani, türkçesi dini islah etmek şart diyenler :’’Bugün sizin için dininizi ikmâl eyledim. Üzerinize olan nimetimi tamamladım ve size din olarak İslamiyet’i vermekle razı oldum’’ mealindeki Maide 3. âyetine nasıl iman ettiklerini açıklamak durumundadırlar.
İslam Dini niçin her dönemde yeniden anlaşılıp yorumlanması gereken bir dindir ?
Bunu sonradan Müslüman olan Kaptan Cousto bile anlayıp : Ben şehadet ederim ki, bugünkü modern ilmin 14 asır geriden takip ettiği İslam hak dindir, diye haykırıyor. Sorunun cevabı Kaptan’ın cümlesinde saklı.
Zira İslam çağlar üstüdür ve insanlığın onu her defasında (yalnızca insanlık tarihi olarak değil birey olarak, hergüne uyandığımızda Kur’anı, İslam’ı yeniden okuyup, dinleyip, idrak etme sorumluluğumuz vardır) yeniden keşfetmesi ve Allah Teala’nın muradını bize sunan ehl-i sünnet alimlerinin gözlüğünden sindirilmesi lazımdır.
İslam, dönen her atom parçacıkları gibi devinim içinde, sürekli Allah’ın (cc) Hayy sıfatı gibi diridir. Duran ona yetişemez. O, şairin dediği gibi ‘’solmaz, pörsümez, hep yeni ‘’ olandır.
Yeniden anlamaktan kasıt, tecdiddir. Tecdidi, müceddid yapar. Kısaca dine giren bid’atleri, sapık görüşleri, dinden ayıklar ve Efendimiz Sallahu Aleyhi Vessellem ve arkadaşlarından..bize geldiği safi haline döndürür. Yani bir şey ilave etmez, ictihada heveskar olmaz. İmam-ı Rabbani kuddise sirruh hazretleri 2.BİN yılın müceddidi idi ama hanefi mezhebinden ''zerre'' ayrılmamış ve bunu İLHAD gibi görmüş ve dahi kendisi müçtehid gibi ictihadlarda bulunmamıştır.Kur'anı tefsir değil, te'vil etmiştir.İslam'ın başka cephelerini/buudlarını göstermiştir.
Bugün ümmetin derdi, samimi ameldir. Bildikleriyle amel edene, Allah Teala zaten bilmediklerini de öğreteceği hadisle müjdelenmiştir.
Neden tasavvuf erbabı, yakiynde öne geçtiler. Tasavvufi disiplinle, kendilerine verilen dersleri uygulayıp, şüphelilerden de kaçındıkları için.
Yeniden anlamak, söz gelimi İhya-i Ulumiddin adlı eseri baştan sona okuyun.(Elhamdulillah bana nasip oldu yıllar önce ) Bitince tekrar okuyun, mutlaka başka açılımlar elde edeceğinizi ben temin ederim. Kur’an tefsirleri de böyledir.İslami hükümler yada kainat kitabını okumak da böyledir. Yeniden anlamak, yeni bilgiler elde etmektir, hemde aynı, hükümlerden. Bize lazım olan, Amerikayı yeniden keşfetmek değil, keşfedilenin farklı boyutlarını görmektir. Bunun için de ictihada değil, ittifaka ihtiyaç var.Ehl-i sünnet ittifakına.
Hocanın sorusuna hayır demek, İslam’ı 1400 yıl geriye hapsetmekle eş anlamlıdır, ama ne kasdettiğini bilmedikçe, evet demenin karşılığının, asla reform olmadığının da ifade edilmesi gerekir.
Tekrarlarsak reform İslam’da olanı atma gayreti; tecdid ise, İslam’da olmayanı atma, İslam’ı ihya hareketidir.
Diğer sorulara da inşallah en kısa zamanda değinelim.Bu arada ÖSS için inşaAllah hayırlı olan iyi bir branşı Cenab-ı Hak size ve cümleye nasip eylesin, kalpten dualar.