H.Karaman bugünkü ''Gıybet ve ifşa ne zaman caiz olur?'' başlıklı yazısında madde madde gıybetin ifşaanın caiz olduğu yerleri sıralamış. Ben mezkur maddelerden şunu paylaşayım:
'' 2. Dine ve ahlaka aykırı bir davranışını gördüğü kimsenin bu durumunu gören ve bilenler, düzeltmesi muhtemel olan kimselere aktarabilirler.
4. Halkı korumak, onlar için hayırlı olacağı kanaatiyle ilgililere bildirmek için ayıplar ve günahlar açıklanabilir; bazı durumlarda bu caiz değil, gerekli (farz) olur. Mesela hadis rivayet edenler içinde yalancılığı, ahlak ve dindarlık bakımından gevşekliği bilinen kimselerin bu durumları açıklanır ki, uydurma hadis rivayeti engellensin....''
Elbette konu ile ilgili gerek Elmalılı tefsirinden gerekse hadis kitaplarından ve ulemadan nakillerle uzunca bir yazı yazmak mümkün..(Sanırım daha önce bid'at ehli ile ilgili bir yazımda yazmıştım )
H.Karaman'ın belirttiği madde genel olarak ahlak, yalan ve kişisel günahları saymış. Bu mücrim bu blogta tenkit ettiğim kişilerin hiçbirini -nakilde yalancılıkları dışında- bu örneklemelerle anmıyorum. Demekki Karaman da şahsi fikirlerini içtihad görüntüsü altında sunduğu ve tenkit aldığı zaman gıybetim yapılıyor dememelidir.
Hem kendilerini şahsen tanımam hem de ahlaken kendimi onlardan asla üstün görmem. Yani kişisel bir garazım hiç birine olamaz. Din gayretinden ister-istemez dilim sert, bid'at fikirlerine karşı (şahıslarına değil) gönlüm buğuzludur..
Ahlaki meseleler de gıybet caiz olunca, bu güzelim dine çirkin bid'at ve dalalet sokma cür'etinde olanların teşhiri ifşası evveliyetle farz olur.Ki, insanlar dinlerini yanlış öğrenmesinler. Unutulmamalıdırki konu itikat olunca, itikat hırsızlarına karşı çok daha uyanık olmak ve uyandırmak kaçınılmaz bir cihat olur.
Efendim fülan tağutla mücade ediyor ama..ediyor da ''ne adına yapıyor bunu'' Bu temel soru cevap bulmalı ki maksuda varılsın. Yoksa Kuzman'da ön safta kahramanca savaştı ama ''o cehennemdedir'' buyuruldu..Demek ki niyet ve eylemin ne için/ ne adına yapıldığı noktası çok önemli..
Memleketimizdeki ehl-i sünnetin ilmi emanet duygusu taşıyan alimleri, bid'at fikirlerin sahibi profları, kalemşörleri daha keskin bir üslupla ifşa etmedikçe bu millet uyanmayacaktır vesselam.