6 Mart 2009 Cuma

Sonun başlangıcı mı..?

Gezegenimize verilen ilahi mühlet doldu diyebilir miyiz? Dünya ekonomik depremlerle sallanıyor.Hergün böyyük bir şirket iflas ediyor, iflasın eşiğine geliyor.Ülkeler halklar, dün kayıtsız kaldıkları Afrika ve benzeri aç insanlar seviyesine düşme tehtidi altında zor zamanlar geçiyor.
Faiz ve sömürü düzeni ile bu gezegenin ve her şeyin sahibine savaş açma cür'etindeki liberal, vahşi kapitalizm ve dahi vampir emperyalizmin hesabı sanırım yalnızca ahirete kalmadan, bu dünyada da görülmeye başlamasının işaretleri mi; bu düşünülmelidir..


Resesyon, kapital, faiz/faiz indirimi, bütçe açığı, iç ve dış dengeler mengeler, mengeneler..hepsi hava-civa..Temeli faize, yani sömürüye dayalı bir çark, sonunda tıkandı..Silahlanmaya harcanan milyarlar, faizle ezilen ülke halkları ve işte ekonomik kriz denilen şey, sonun bir başlangıcı gibi geliyor bana.


Gazze'de, Bosna'da, Irak ve benzeri ülkelerde dibe vuran insanlık; sömürgeci süper denilen G8'ler, G 20'ler arayış içinde kıvranıyor, toplantı üzerine toplantılardan bir netice çıkmıyor.


Kainatın sahibi Yüce Allah (cc) ne kadar sabırlı ve merhametli..Emri dinlenmiyor, faiz alış-veriş sayılıyor..Hükmü tanınmıyor..Buna rağmen hemen helak etmiyor, hiçbir günahımızda bizi..!

Kredi kartı mağdurları, batan fabrikalar, işten çıkarmalar ve dikkat ediniz, tek bir ülkede değil, tüm dünyada korkunç bir bereketsizlik var ve adına küresel kriz diyorlar..


"Asra andolsun ki, insanlık hüsranda (bunalımda)."ayet meali ile Mevlid kandiline hızla yaklaşırken; ahir zamanın görebildiğimiz ve göremediğimiz fitneleriyle, zaman hızla kıyamet akşamına doğru akıyor. "Her geçen günü aramadıkça kıyamet kopmaz" hadis mealinin belirttiği hikmeti ve ikazı iliklerimizde hissedebilmemiz için; faize bulaşan kanımızın ve o kanla beslenen kalbimizin "selim" olması gerekiyor.

Bırakın ne idüğü belirsiz güncel heriflerin, Allah kelamını tefsire yeltenmelerini, acaba tefsiri/fıkhı anlayacak çapta mıyız, boğazımıza kadar haram ve haram katkılı seküler hayatı yaşarken..!


Kısaca tespitimiz şudur: Küresel krizin sebebi faizin tabi sonucu bereketsizliğin hazin manzarasıdır. Yeni Şafak'dan bir makaleyi buraya ekleyecektim, ortaya bu yazı çıktı.


"The Economist dergisinin “dibe vuracak 17 ülke” listesini hazırlarken gösterdiği açıklığı, İngiltere'yi tartışırken göstermemesi dikkat çekici. Batacak ülkeleri şöyle sıralamış: Güney Afrika, Macaristan, Polonya, Güney Kore, Meksika, Pakistan, Brezilya, Türkiye, Rusya, Arjantin, Venezüella, Endonezya, Tayland, Hindistan, Tayvan ve Malezya… Türkiye batacaklar arasında sekizinci sırada. Bu ülkeler sadece gelişmekte olan ekonomiler değil. Bu ülkeler, onlarca yıldır hemen her on yolda bilinçli olarak krizi sürüklenen ve bu şekilde bütün birikimlerine el konulan ülkeler. Liste, tipik bir “kriz ihraç listesi” görünümünde.

Oysa merkez ülkeler içinde en hazin durumda olan ülkelerden biri İngiltere. Bu yaklaşıma bakılırsa, gelişmekte olan ülkeler çökecek, kendilerine bir şey olmayacak. Oysa büyük çöküşler ABD ve Avrupa'da olacak, gelişmekte olan ülkelerde değil. Körfez Arapları'na, Asya ülkelerine, Çin'e yalvaran, bir maç milyar dolar için diz çöken onlar şuan. Biz burada asıl merkez ülkelerin neler yaşayacağını, krizin siyasi ve sosyal sonuçlarının neler olabileceğini tartışmalıyız. En önemli tartışma bu. "İbrahim Karagül