7 Mart 2009 Cumartesi

İki yazı ve aynı tespit !

Diyanet teşkilatı hakkında, Muhterem Ebubekir Sifil ve M.Şevket Eygi ayrı zamanlarda önemli makaleler yazdılar. Din/diyanet itikat konularında bu kuruma hala güvenilemiyeceğini bilmemiz gerekir.Yazıların tamamı yazar isimlerine tıklanarak okunabilir.

"Diyanet "doğru şeyleri" söylemek zorundadır. (En azından "teorik olarak" böyledir.) Hatta doğru şeyleri söylemek yetmez, doğru biçimde söylemek de gerekir. Hatta bu da yetmez, "sadece doğru şeyleri ve doğru biçimde söylemek" esastır. Özellikle de Diyanet gibi din işlerini tedvir etmek üzere tesis edilmiş bir kurumun bu noktada sivil kesimlerden elbette daha hassas ve sorumlu davranması gerekir. Halkın vergileriyle ayakta duran bir kurumun, halka "alternatif din anlayışı telkin etmek" gibi bir işe soyunması -her ne kadar istisnai dönemler hariç Diyanet'in aslî görevi gibi telakki edilmiş ise de- aslında temelden yanlış olan budur.
Sahi Diyanet'in, din işlerini tedvir ederken hangi din telakkisine bağlı kalacağı konusunda yasal bir zemin var mı?.." Ebubekir Sifil

"Diyanet'te Yerli Oryantalistler
FRANSIZLARIN "Eminence Grise" diye bir tabirleri vardır.Şahsı ön plana çıkmayan, ismi fazla bilinmeyen, lakin işleri perde arkasından yürüten, idare eden, çekip çeviren, baş danışmanlık yapan etkili kişi mânâsına.
Bizim Diyanet Başkanlığı'nda da böyle bir zat vardır. Bazı özelliklerini sayayım:
* Çok güçlü bir devlet adamı tarafından oraya yerleştirilmiştir.
* Ankara Ekolü'ne mensup olduğu söyleniyor, yani Fazlurrahmancı.
* Taqiyye yapıyor, yani asıl inanç ve meşrebini gizliyor." Mehmet Şevket Eygi