19 Eylül 2008 Cuma

Kime inanacağız ?

Şu mübarek ramazan-ı şerif ayında netle blogla fazla ilgilenmiyeyim diyordum ve fena da olmuyordu.Ama öyle bir şey olduki, yazılmayacak gibi değil, üzülmeyecek gibi değil, öfkelenmeyecek gibi değil. Sen de mi Biritüs dedirtecek cinsten ve ‘’sen yapmasaydın bari’’ diye ağlatacak bir büyük hadise!

Frankfurt'taki Deniz Feneri e.V. davasında Alman yargıç, "Bu benim tanık olduğum en büyük bağış dolandırıcılığıdır" diyerek bağlamış kararını ve sanıklara çeşitli hapis cezaları verildi.
Neymiş : Dolandırıcılık!
Kimler eliyle: Müslümanlar
Nerede : Almanya’da
Aslında bundan sonrası için tek satır yazmaya gerek yok.Ama ben yazabilirim, benim yeşil sermaye dedikleri ama aslında kertenkele renkli kerkenezlerle bir bağım ve çıkarım yok

Toplanan paralar büyük rakamlar. Hep söylerim: 3 konuda insanlara güvenmek zordur diye : Kadın, para ve makam..

Şu paraya bakınız..41.4 milyon euro..! Bu paranın etkisinde şaşırmamak için derin mü’min olmak, yada evliya olmanın dışındaki tek yol işi şansa bırakmayacak sıkı bir denetim mekanizmasıdır. Ama yönetimde bulunanlar kafadarlarsa ve ‘’davaya hizmet’’ anlayışıyla garibanlar için verilen paralarla, şirketler kuruyor, TV kanalı açıyorlarsa o kanalda Küçük Ev isimli hristiyan propagandası filmler izlettiriyorlarsa;göbek attırıyorlarsa, lüks hayatlarıyla işkembe büyütüyorlarsa, gezip sefa yapıyorlarsa, yurt, bina arsa, gemi…vs..
Bunlar buzdağının görünen yüzü..
Dava içindi mazeretindense oldum olası iğreniyorum.Çok gördük Avrupa’da örneklerini! Ben o parayı ekmek bulamayan garip için verdim, bana ne senin ne idüğü belirsiz işkembe davandan..!

Kanal 7’de göz yaşı ile izliyoruz garipleri ve ertesi gün bankanın yolunu tutuyoruz.
Ben de Avusturya’dan yardım gönderen hak sahiplerinden olarak, soru sorma hakkına sahibim ve hakkım haram olsun!

Beni siyasal amaçlar hiç ilgilendirmez! Geçmişte Milli Görüş’te de buna benzer suistimaller yaşandı, sonra kertenkele yeşili holding müsveddeleri..! Gelen soydu gurbetçiyi, giden soydu..Benim bu kerkenez kertenkele adamlara kuruş katılımım olmadı, nedense içime sinmeyen şeyler vardı ve ortak mortak olmadım..Ama onlara inanan gurbetçilerin bir çoğu, tüm birikimlerini verdi, hem sevaplı iş yaparım; hemde gevurun kahrından kurtulur memlekete dönerim dedi..Bir kısmı da alman bankalarından faizle para çekme ahmaklığı ile katıldılar bu soygunculara!
Bu kertenkele yeşili sermaye hırsızlarının vebali, normal yoldan memleketi soyan vergi kaçıranlardan çok daha ağırdır..Çünkü oratada İslam’ın istismarından, İslam düşmanlarına malzeme olmaya ve en önemlisi binlerce insanın duygularının, ümitlerinin sömürülmesi, yok edilmesinin ağır mesuliyeti bulunmaktadır.

Bu bağlamda Başbakanın kartel medyasını boykot edin diye avaz avaz bağırmasını da çok anlamlı bulmuyorum hatta saçmalık..
Bana Erbakan’ın sevmediği insanlara hadi ordan, otur yerine tarzını hatırlatıyor.
Hep aynı kafa demekten kendimi alamıyorum.
Demokrasilerde yalan haber de yazsa bir grubla bir başbakanın bu kapışmasını normal bulmuyorum.Çok konuşan çok hata eder..
Kararı halk versin, varsa belgen konuşursun..Bu olay en güvenilir Deniz Feneri olayı, zincirin son halkasıydı.Sanmam ki bundan böyle insanımız yardım için elini cebine atsın.Herkes bireysel olarak yakın çevresinde yardım yapmaktan öte geçemiyecektir.Güven ve ümit dipe vurmuştur. Diyeceksiniz ki, kartel de bunu istiyordu..
Onlara bu malzemeleri vermeselerdi, kartel işini yapıyor, onlar da doğru yapsalardı da ele güne rezil olunmasaydı.
Süleyman Mercimek’leri, Jet Fadıl’ları, Kombassanları, İhlas’ları hatırlatmasalardı..

‘’ Toplanan bağış 41.4 milyon euro... Bunun yaklaşık 17 milyon euro'su Türkiye'ye gönderilmiş ve 8 milyonu Deniz Feneri Derneği'ne verilmiş... Kalan 9'unun akıbeti belli değil !Almanya'da kalan yaklaşık 24.5 milyon euro'nun 4'üne mali polis el koymuş. Geriye kalan miktarın gemi alımı, Viyana’da yurt, bina ve arsa alımı gibi muhtelif ticari yatırımlara gittiği anlaşılıyor. Geriye, 12.9 milyon euro gibi bir miktar kalıyor ki, nereye harcandığı bulunamıyor..! ‘’
Tablo korkunç!
Müslümanlar ve varsa entelleri dantelleri, bu olay karşısında H.Üzmez mantığı savunması ile hareket etmek yerine; erkekçe hükümlerini vermelidirler, tabi bu kertenkele renginden nemalanmıyorlarsa!