Bugün mübarek bir zaman dilimine girdik. Ömrümüzün her anı çok kıymetli, ama bazı yaşanılan zamanlar, diğerlerine göre çok daha kıymetli ve önemlidir.
Bir yolcunun, yolu üzerinde tabelalar, trafik işaretleri vardır. Sözgelimi İstanbul'dan Adıyaman'a gidiyorsanız, daha ne kadar yolunuzun kaldığını görür/bilirsiniz.
44 km kaldı dersiniz, artık geldim! Artık geldim.. Menzilde sayılırım!
Cennet hayatı gamsız tasasızdır ama pişmanlık vardır. Rahat koltukta belin ağrımadan oturup 4 boyutlu TV ile kainatın oluşumunu, yada Yusuf (as)'ın kıssasını izlerken, kendi yaşamını seyretmek istediğinde; boşa geçen gün ve zamanları görünce o sözü edilen pişmanlık saracak seni.
Mahşerde el işi yaparken bir ''Allah'' demesinin sevabını bile evladına vermeyen, git başımdan, benim derdim bana yetiyor diyen annenin; belkide el işi yaparken dediği ''Allah'', ''Allahümme Salli Ala Seyyidina Muhammed''den hasıl olan sevap, amel defterinde günahları geçen kurtarıcı olacak!Belki o salavatı söylemeseydi, günah kefesi ağır gelecekti..
Cennette, dünya hayatında boşa geçen zamanlarımıza; fazladan uyuduklarımıza, fazladan konuştuklarımıza, TV karşısında heba ettiğimiz zamanlarımıza..büyük pişmanlık duyacağız.
Çünkü 8 derece olan cennetler, kendi içinde bile yaşayan mü'minlere, kurtulmuşlara; aynı meyveden, dünyadaki çalışmalarına göre farklı lezzetlerin alınacağı yerdir.
Kainatın övüncü bilindi sanıldıkça, meçhulünde oldu insanlık. Siyerlere serpiştirilen dünyalık gözlere yem sadedinde. O'na -Aleyhissalâtü Vesselam- en yakın olan Hz. Ebubekir (ra) gibi zatlar, mutlaka diğer insanlardan çok şeyler biliyorlar. Ama bilinmesi gerekenlerin kaçta kaçı..
''Bana dünyanızdan güzel koku, kadınlar ve gözümün nuru namaz sevdirildi'' hadisinde nice sırlar gizli. ''Dünyanızdan..'' İçimizden gönderilen elçi idi, ama bizden biri değildi. Hani uzaydan bir uzaylı gelir ve dünyalılar diye hitap eder ya..O-Aleyhissalâtü Vesselam- haşa uzaylı değildi. Görünüşte un eleyen, hamur yapan bir kadının oğlu idi.
Rivayet ederler, (ya Hz. Fatıma, ya Hz. Aişe ra olacak) birgün Fahri Alem -Aleyhissalâtü Vesselam- Efendimize sorarlar: ''Sen mi daha güzelsin, Hz.Yusuf mu diye. O -Aleyhissalâtü Vesselam- efendimiz, cevaben ''Övünmek yok, ben kardeşim Yusuf'dan daha güzelim'' buyurunca. Bakışma olur. Bir kamil mürşid Hz. Mevlana kuddise sirruh deyişiyle, kalp casusu olursa, Allah celle celaluhün bildirmesiyle kalpten geçenleri bilir de, Kainatın Övüncü bilmez mi?
İşte o anda Efendimiz Hz.Aişe (yada Fatıma) annemize buyurur: Tekrar dön yüzüme bak..Annemiz gördüğü farklı güzellik karşısında, düşer bayılır.
Perdeler, perdeler..Allah azze ve celle dilerse ölmezden önce perdeleri kaldırır. Her peygamberden daha güzeldi -Aleyhissalâtü Vesselam- ve bütün peygamber kardeşlerinden üstün. Kur'an edebiyat düşkünü araplar içinden kainata yayılan bir nurdu ve Yusuf (as)'dan güzel bir cemal ile görünmek, hikmete ve o cemiyete/şartlara uygun olmazdı.
Annemize, şüpheye düşmesin demiyelim ama, itminan olsun, gönlünün imanına gözü de inansın diye bir anlık hakiki çehresini gösteren, aydan aydın; güneşte gölgesi olmayan O nur -Aleyhissalâtü Vesselamın- ''dünyanızdan sevdirildi..'' buyruğunda nice sırlar gizli Allahım.
Bizim gibi ama bizden değiller. Peygamberler, sahabe ve sonra Allah Tealanın gökkubesi içindeki velileri..Bizim gibiler ama bizden değiller. Sırları ile yangın yerine dönmüş gönülleriyle; hepsi de bize ''dünyanızdan'' diyen hal ile bakıyorlar.''Sevdiriliyor'' onlarda seviyorlar.
''Ne az düşünüyorsunuz !''ayet mealince biz düşünmeyi de unuttuk. Küçücük beynimiz, dünyevi meseleler ve boş kaygılarla dopdoluyken, şu kandil ikliminde O'nu -Aleyhissalâtü Vesselam- yadetmeye ne kadar muktediriz..?
Allah bir kuluna salavatın lezzetini bir an tattırsa, onu görenler deli sanırlar!O lezzet devamlı bir cezbeye dönüşse, insan kendisini vallahi çöllere atar ve yemeden içmeden günlerce yaşar da, karnı acıkmaz..
Ey yaşamımızın anlamı!
Ey ''ümmetim'' diyerek "Andolsun size, içinizden sıkıntıya düşmeniz O'nun gücüne giden, size pek düşkün, müminlere şefkatli ve esirgeyici olan bir elçi gelmiştir." (Tevbe Suresi, 128) ayeti ile bize merhameti tescillenen Nebi..
Mahşer yerinde utancımızdan, huzurundan geçerken, ne yüzle hep merak ettiğimiz, özlediğimiz nur cemaline bakmak için başımızı kaldırabileceğiz..?
Anlamadık, anlasaydık böyle olmazdık. Şükrümüz Alemlerin Rabbine ki, bizi Sevgilisine -Aleyhissalâtü Vesselam- ümmet kıldı. Hz.Musa (as) nın imrenip dilediği, Hz. İsa (as)'ın imrenip istediği ve kendisine son zamanda verilecek olan ''ümmetliği''.
Peygamberler sana ümmet olabilmek için yalvardı..Allahım bu nimetin kadrini anlamak ve ona göre yaşamak nasip eyle.Amin.
Aslında ne kadar yazılsa hep eksik kalacak bir bahistir -Aleyhissalâtü Vesselamdan- anlatmak.
Bir kaç ayet meali ile burada bırakalım.Bu ayet meallerini Elmalılı, M.Vehbi Ef. tefsirlerinden okumalı. Kur'andan başka tanımam diyenlere :
''İndirdiğimi insanlara açıkla!'' Nahl 44
''Resulümün verdiğini alın, yasakladığından da sakının!''Haşr 7
''O, [Resulüm] vahiyden başkasını söylemez.'' Necm 3,4
''Resulüme uyun ki, doğru yolu bulun!'' Araf 158, Nur 54
''Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.'' Nisa 80
''Allah’a ve Resulüne karşı gelen, apaçık bir sapıklıktadır.''Ahzab 36
''Allah ve Resulüne itaat eden Cennete, isyan eden Cehenneme gider.'' Nisa 13,14
''İhtilaflı bir işin hükmünü Allah’tan [Kur’andan] ve Resulünden [Sünnetten] anlayın!'' Nisa 59
''O Peygamber, güzel şeyleri helal, çirkin şeyleri haram kılar.'' Araf 157
''Aralarında hüküm verilmek üzere Allah’a ve Peygambere çağırıldıkları vakit: “İşittik, itaat ettik” demek, ancak müminlerin sözüdür, işte kurtuluşa erenler onlardır.'' Nur 51
'
'Allah’a ve Resulüne karşı gelen, bilsin ki, Allah’ın azabı çok şiddetlidir.'' Enfal 13
''Allah’a ve Resulüne itaat edin! (uymayıp) yüz çeviren (kâfirdir) Allah da kâfirleri sevmez.''
Al-i İmran 32
''Allah ile resullerinin emirlerini birbirinden ayırıp ikisi arasında bir yol tutmak isteyen kâfirdir.'' Nisa 150,151
''De ki, "Eğer Allahı seviyorsanız, bana uyun!" Allah ta sizi sevsin, günahlarınızı bağışlasın.'' Ali İmran 31
''Kim, Allaha ve Resulüne itaat ederse, elbette en büyük kurtuluşla kurtulmuştur.'' Ahzab 71
Bir yolcunun, yolu üzerinde tabelalar, trafik işaretleri vardır. Sözgelimi İstanbul'dan Adıyaman'a gidiyorsanız, daha ne kadar yolunuzun kaldığını görür/bilirsiniz.
44 km kaldı dersiniz, artık geldim! Artık geldim.. Menzilde sayılırım!
Cennet hayatı gamsız tasasızdır ama pişmanlık vardır. Rahat koltukta belin ağrımadan oturup 4 boyutlu TV ile kainatın oluşumunu, yada Yusuf (as)'ın kıssasını izlerken, kendi yaşamını seyretmek istediğinde; boşa geçen gün ve zamanları görünce o sözü edilen pişmanlık saracak seni.
Mahşerde el işi yaparken bir ''Allah'' demesinin sevabını bile evladına vermeyen, git başımdan, benim derdim bana yetiyor diyen annenin; belkide el işi yaparken dediği ''Allah'', ''Allahümme Salli Ala Seyyidina Muhammed''den hasıl olan sevap, amel defterinde günahları geçen kurtarıcı olacak!Belki o salavatı söylemeseydi, günah kefesi ağır gelecekti..
Cennette, dünya hayatında boşa geçen zamanlarımıza; fazladan uyuduklarımıza, fazladan konuştuklarımıza, TV karşısında heba ettiğimiz zamanlarımıza..büyük pişmanlık duyacağız.
Çünkü 8 derece olan cennetler, kendi içinde bile yaşayan mü'minlere, kurtulmuşlara; aynı meyveden, dünyadaki çalışmalarına göre farklı lezzetlerin alınacağı yerdir.
Kainatın övüncü bilindi sanıldıkça, meçhulünde oldu insanlık. Siyerlere serpiştirilen dünyalık gözlere yem sadedinde. O'na -Aleyhissalâtü Vesselam- en yakın olan Hz. Ebubekir (ra) gibi zatlar, mutlaka diğer insanlardan çok şeyler biliyorlar. Ama bilinmesi gerekenlerin kaçta kaçı..
''Bana dünyanızdan güzel koku, kadınlar ve gözümün nuru namaz sevdirildi'' hadisinde nice sırlar gizli. ''Dünyanızdan..'' İçimizden gönderilen elçi idi, ama bizden biri değildi. Hani uzaydan bir uzaylı gelir ve dünyalılar diye hitap eder ya..O-Aleyhissalâtü Vesselam- haşa uzaylı değildi. Görünüşte un eleyen, hamur yapan bir kadının oğlu idi.
Rivayet ederler, (ya Hz. Fatıma, ya Hz. Aişe ra olacak) birgün Fahri Alem -Aleyhissalâtü Vesselam- Efendimize sorarlar: ''Sen mi daha güzelsin, Hz.Yusuf mu diye. O -Aleyhissalâtü Vesselam- efendimiz, cevaben ''Övünmek yok, ben kardeşim Yusuf'dan daha güzelim'' buyurunca. Bakışma olur. Bir kamil mürşid Hz. Mevlana kuddise sirruh deyişiyle, kalp casusu olursa, Allah celle celaluhün bildirmesiyle kalpten geçenleri bilir de, Kainatın Övüncü bilmez mi?
İşte o anda Efendimiz Hz.Aişe (yada Fatıma) annemize buyurur: Tekrar dön yüzüme bak..Annemiz gördüğü farklı güzellik karşısında, düşer bayılır.
Perdeler, perdeler..Allah azze ve celle dilerse ölmezden önce perdeleri kaldırır. Her peygamberden daha güzeldi -Aleyhissalâtü Vesselam- ve bütün peygamber kardeşlerinden üstün. Kur'an edebiyat düşkünü araplar içinden kainata yayılan bir nurdu ve Yusuf (as)'dan güzel bir cemal ile görünmek, hikmete ve o cemiyete/şartlara uygun olmazdı.
Annemize, şüpheye düşmesin demiyelim ama, itminan olsun, gönlünün imanına gözü de inansın diye bir anlık hakiki çehresini gösteren, aydan aydın; güneşte gölgesi olmayan O nur -Aleyhissalâtü Vesselamın- ''dünyanızdan sevdirildi..'' buyruğunda nice sırlar gizli Allahım.
Bizim gibi ama bizden değiller. Peygamberler, sahabe ve sonra Allah Tealanın gökkubesi içindeki velileri..Bizim gibiler ama bizden değiller. Sırları ile yangın yerine dönmüş gönülleriyle; hepsi de bize ''dünyanızdan'' diyen hal ile bakıyorlar.''Sevdiriliyor'' onlarda seviyorlar.
''Ne az düşünüyorsunuz !''ayet mealince biz düşünmeyi de unuttuk. Küçücük beynimiz, dünyevi meseleler ve boş kaygılarla dopdoluyken, şu kandil ikliminde O'nu -Aleyhissalâtü Vesselam- yadetmeye ne kadar muktediriz..?
Allah bir kuluna salavatın lezzetini bir an tattırsa, onu görenler deli sanırlar!O lezzet devamlı bir cezbeye dönüşse, insan kendisini vallahi çöllere atar ve yemeden içmeden günlerce yaşar da, karnı acıkmaz..
Ey yaşamımızın anlamı!
Ey ''ümmetim'' diyerek "Andolsun size, içinizden sıkıntıya düşmeniz O'nun gücüne giden, size pek düşkün, müminlere şefkatli ve esirgeyici olan bir elçi gelmiştir." (Tevbe Suresi, 128) ayeti ile bize merhameti tescillenen Nebi..
Mahşer yerinde utancımızdan, huzurundan geçerken, ne yüzle hep merak ettiğimiz, özlediğimiz nur cemaline bakmak için başımızı kaldırabileceğiz..?
Anlamadık, anlasaydık böyle olmazdık. Şükrümüz Alemlerin Rabbine ki, bizi Sevgilisine -Aleyhissalâtü Vesselam- ümmet kıldı. Hz.Musa (as) nın imrenip dilediği, Hz. İsa (as)'ın imrenip istediği ve kendisine son zamanda verilecek olan ''ümmetliği''.
Peygamberler sana ümmet olabilmek için yalvardı..Allahım bu nimetin kadrini anlamak ve ona göre yaşamak nasip eyle.Amin.
Aslında ne kadar yazılsa hep eksik kalacak bir bahistir -Aleyhissalâtü Vesselamdan- anlatmak.
Bir kaç ayet meali ile burada bırakalım.Bu ayet meallerini Elmalılı, M.Vehbi Ef. tefsirlerinden okumalı. Kur'andan başka tanımam diyenlere :
''İndirdiğimi insanlara açıkla!'' Nahl 44
''Resulümün verdiğini alın, yasakladığından da sakının!''Haşr 7
''O, [Resulüm] vahiyden başkasını söylemez.'' Necm 3,4
''Resulüme uyun ki, doğru yolu bulun!'' Araf 158, Nur 54
''Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.'' Nisa 80
''Allah’a ve Resulüne karşı gelen, apaçık bir sapıklıktadır.''Ahzab 36
''Allah ve Resulüne itaat eden Cennete, isyan eden Cehenneme gider.'' Nisa 13,14
''İhtilaflı bir işin hükmünü Allah’tan [Kur’andan] ve Resulünden [Sünnetten] anlayın!'' Nisa 59
''O Peygamber, güzel şeyleri helal, çirkin şeyleri haram kılar.'' Araf 157
''Aralarında hüküm verilmek üzere Allah’a ve Peygambere çağırıldıkları vakit: “İşittik, itaat ettik” demek, ancak müminlerin sözüdür, işte kurtuluşa erenler onlardır.'' Nur 51
'
'Allah’a ve Resulüne karşı gelen, bilsin ki, Allah’ın azabı çok şiddetlidir.'' Enfal 13
''Allah’a ve Resulüne itaat edin! (uymayıp) yüz çeviren (kâfirdir) Allah da kâfirleri sevmez.''
Al-i İmran 32
''Allah ile resullerinin emirlerini birbirinden ayırıp ikisi arasında bir yol tutmak isteyen kâfirdir.'' Nisa 150,151
''De ki, "Eğer Allahı seviyorsanız, bana uyun!" Allah ta sizi sevsin, günahlarınızı bağışlasın.'' Ali İmran 31
''Kim, Allaha ve Resulüne itaat ederse, elbette en büyük kurtuluşla kurtulmuştur.'' Ahzab 71