19 Aralık 2008 Cuma

Rıhle dergisinde Hayrettin Karaman..!


Rıhle dergisi okuyor musunuz? Mutlaka okumalı ve abone olmalısınız.(Yurtiçi yıllık 24 ytl. gibi cüz’i bir maliyet ücreti var.)Ele aldığı son derece hayati konuları çeşitli isimler altında derinlemesine irdeleyen, insana kültürel/doğru itikat anlamında çok şeyler katan bu dergiye ‘’dergi’’ demek aslında haksızlık olur. 140 küsur sayfasıyla kütüphanelerimizde ‘’kaynak’’ kitap olarak yer almayı hak eden derginin editörünün Muhterem Dr.Ebubekir Sifil hoca oluşu, zaten abone olmamız için yeterli bir sebep teşkil ediyor.

‘’İçtihad kapısı nereye açılır ya da dinler arası diyaloğun öteki yüzü.’’ konu başlığında (sh:86-100) Muhterem Dr.Ebubekir Sifil hocamızın, Bay Hayrettin Karaman’ın kendi kendisi ve verdiği kaynaklar arasında nasıl çeliştiğinin; verdiği kaynaklara dahi hakkınca vakıf olamadığının çeşitli örneklerini ibret ve dehşetle okuyorsunuz.

Yazıyı birlikte okuduğum arkadaşımın dudaklarından hemen şu cümleler döküldü: ''İşte mezhep tanımazlığın, mezhepsizleri referans alışın vardığı hazin son!''

Sadece bu da değil, kefere ile diyalog adına buluşmalarda, onlara şirin gözükmek adına İslam’dan sapışın acı fotoğrafı aslında..!

Yalnız kendisi sapmıyor, peşinden sürüklediği kişilerin de sapmasının vebalini omuzlarına yüklüyor bu tipler.

Ben basit biriyim, akademik yazı okumak isteyenler RIHLE okusunlar.M.Ş.Eygi’nin geçen bir yazısında dediği gibi, ehl-i sünnet inancını savunmak için prof. gibi unvanlar gerekmiyor. Herkes ‘iyi bildiği şeyin alimidir’ ve şu ahir zamanda bir kişinin arama motorlarından bu bloga girip uyanmasına sebep olmayı, cana nimet bilirim.

Karaman, kendi çarpık görüşlerini ‘’böyle düşünen alimler vardır’’ şeklinde takdim ediyor ama Ebubekir hocamız, Abduh’dan başka kaynak veremeyen Karaman’a : ‘’Hoca bu davasında tutarlı ve makul olduğuna inanıyorsa, kendisinden şu soruların cevabını kamuoyu adına bekliyoruz:’’ diyerek 4 önemli soru ile yazısını noktalamış.

Bugün ben de, Sn.Karaman’a mealen: ''Okur sorularını zaman zaman köşenizde cevapladığınız biliniyor.Ebubekir Sifil hocanın Rıhle’deki size, adımıza sorduğu sorulara ne zaman cevap vereceksiniz'' şeklinde mail gönderdim. Açıkçası kendisinin de Y.Nuri gibi, Ebubekir Sifil hocamıza bir cevabı olabileceğini sanmıyorum.

MODERNİTE MODERNİSTLER VE BAZI KAVRAMLAR ÜZERİNE (*)


Bu iki kavramı da sıkça kullanıyoruz. Bana bu iki kelime pek sevimli ve yerli yerinde kullanılıyor gibi gelmiyor.

Modernite ile kastedilen günümüzün çarpık anlayışının yaşandığı bir dünya ve bu dünyaya kapılmış din baronlarının beslendiği alan..Elbette modernistler de, Peygamber ve ashabı ile sonraki sadık takipçilerinin, dini anlama ve yaşama biçiminden uzak kişiler olarak anılıyor.


Konuya yeni intibak halindeki günümüz insanı için ‘’modern’’ kelimesi çekiciliğini koruduğundan, modernite ve modernistlerin açmazları, yanlış yolları, yeterince kalplerde beklenen vurguyu yapabilecek midir?

Ben modernite yerine ahir zaman, günah asrı, son zaman, günümüz, çağımız gibi kelimelerden yanayım.

Modernist yerine de dinde reformcu, mezhepsiz, reformcu gibi kavramlardan yanayım..Bunların meselenin vahametini ve dehşetini daha iyi ifade ettiğini düşünmekteyim.


Kur’an ayetlerine ‘’metin’’ denmesini, ‘’bir şeye din diye inananlara imanlı’’ denmesi yerine ‘’bir şeye din diye inandıklarından –inançlı- insanlar’’ denmesini; ‘’iman’’ kavramının İslam’a inanmış Müslümanlara has olduğunu düşünmekteyim.İman ile inanç; Müslüman ile mü’min kavramlarında fark olduğunu düşündüğüm gibi..


Aynen Müslüman topluluklarının dini amaçla yaptıkları toplantıların ‘’ayin’’ diye anılmasına karşı olduğum gibi..


Bu tür kavramları kullanmak, bilerek ya da bilmeyerek; farkında olalım olmayalım biz Müslümanları gayrimüslimlerin planlarına hizmete götürür diye düşündüğüm gibi..Onların kendilerini ve bizim değerlerimizi o şekilde isimlendirip nitelemelerine atıfta bulunmaksa, onların minderinde güreşip, peşinen bir sıfır mağlup başlamak anlamına gelir.


Rıhle son sayısında (yıl:1, sayı: 3) de geçen konu başlıklarından biri de :’’ Modern ilahiyatçılar hangi anlayışın mümessilleri’’ denilmiş..Cümleyi değiştirelim ve bakalım hangisi beyni iğdiş edilmiş, her alanda talan edilmiş ümmetin kafasında şok etkisi yapacak?


''Reformcu ilahiyatçılar hangi anlayışın temsilcileri''


Kaynakçanın yazının en sonuna değil de, aynı sayfanın altına serpiştirilmesini dilediğimiz Rıhle’ye Cenab-ı Hak’dan (cc) uzun ömür ve bereketi/feyzi bol bir yayın hayatı dilerken, hem abone olmayı hem de sevdiklerimize doğum günü ya da bayram hediyesi olabileceğinin önemini tekrarlayalım.

(*) Konu ile ilgili günler sonra Ebubekir Sifil hocan'ın şu yazısını okudum.