4 Mayıs 2009 Pazartesi

Hamidullah

HAMİDULLAH : (m.1908 ) 1971 İstanbul gezisinde, İslam alimlerine, selefi salihine güvenmediğini söyledi. Devletler Hukuku dalında doktora yapan Hamidullah'ı 1947'de Hindistan hükümeti vatandaşlıktan çıkardı. Paris ilmi araştırma azası olan, Hamidullah koyu İsmaili mezhebinde, ehl-i sünnet düşmanı olarak yetişmiştir.

Dine bakışı bilinen üniversitelerin, bu Hintli'yi davetleri O'na kucak açışları; bu cüce akıl mütefekkirinin ne olduğunu anlamamızı sağlar.

"İslam Peygamberi" adlı kitabına göz atmak, yeterlidir.Zaten kitabın ismi Alemlerin Efendisine bir sınırlamayı daha kapakta yapıyor. Yani Peygamber efendimiz aleyhissalatü vesselamı yalnız müslümanların peygamberi olmakla sınırlıyor.Oysa Sebe suresi: 28. ayette mealen :"Seni bütün insanlara(alemlere) gönderdik.." buyurulmaktadır.

"İslam Peygamberi" adlı kitabının önsözünde Fransızları memnun etmek için kaleme aldığını itiraf etmesi de düşündürücüdür. Müsteşrik ağzı ile yazılmış bir kitap desek, abartmış olmayız.

Tasavvufa uydurmadır diyen bu kişiye Üstad Necip Fazıl Erzurum'da bir konferans esnasında Hamidullah'ında Erzurum'da olduğunu öğrenmiş, konferans boyu ona çatmış ve meydan okumuş olmasına rağmen karşılaşmaktan kaçınmıştır. Peygamberimiz (SAV) için ''gezdi gördü, öğrendi ve kavmini islaha teşebbüs etti'', diyebilmiştir. '' Çocukken süt kardeşi Şeyma'yı ısırdı'' gibi kesin omayan cümleler onundur.

İslam Peygamberi adlı kitabından onu savunmakta ısrar edenlere bir başka nasipsizlik ve hürmetsizlik örneği daha : Peygamberimiz Efendimiz sallahu aleyhi veselem'e (HAŞA) "düztaban" (Sh:55) diyebilen,

"Çocukken az kalsın put'a esmer koyun hediye edecekti'' diyebilen (sh: 47);

''Suriye hrıstiyanlarından din bilgisi aldı'' diyebilen (Sh:21);

Kitabının 69.sahifesinde Buda'yı Peygamber sayan ( Yaşar Nuri Öztürk gibi);

Ayın ikiye bölünmesi mucizesi ile neredeyse alay eden ( sh: 82);ve mucize bahsinde, o anda olan bir olayın, Peygamber ve yanındakilerin ihtiyacına ''denk gelmesi'' sebebiyle mucize adı verildiğini söyleyebilen..

Allah Tealaya Teymiyye gibi mekan tayin eden (sh: 92),

Mescid-i Aksa'nın mescidliğini reddeden ve Kur'anı yalanlayan (sh: 93),

Rahib Bahira'nın 9 yaşlarındaki bir çocukta (SAV) nebilik alametini görme hadisesi için, ''böyle bir alametin olacağını sanmıyorum'' diyebilen (sh: 46 ),

Vahy anındaki Peygamberimiz Efendimiz'den (SAV) sadır olan halleri kabullenmeyen (sh: 66); gelenin melek mi şeytan mı olduğu ilk Peygamberlik alametlerinde "gelen melekse çekilir gider, şeytansa seyreder" gibi sözlerle ilk zevceleri Hz.Hatice (RA) ile Efendimizin aralarında edep dışı sahneler ima etmeye kadar haddini aşan, laubali ve edepsiz (sh: 69 );

İlk müslümanları şahsi yakınlık ve menfaat yüzünden imana gelmiş farz eden (sh: 72 ) bu kişiyi savunup medh edenlere, sözlerini te'vile gidenlere söyleyecek söz bulamıyorum.

Böyle ehl-i sünnet dışı fikirlerin sahibi kaynak olabilir mi? Böyle cürümlere imza atan birini ilmi yetkim olmadığı için -tekfir etmek niyetiyle ele almadığımı yani tekfir etmediğimin altını çizerek- kitaplarını okumanın çok zararlı olacağını son söz olarak belirtmeyi önemli buluyorum.