Bir mürşid-i kamile teslim olmadan önce; O'nu tabir caizse test etmek; tanımaya çalışmak, kamil ve ehl-i sünnet ve cemaate göre şeriati yaşayan, sünnete ittiba edip etmediğini gözlemlemek sonra da istahare etmek uygundur ve edep dışı değildir. Kalben şeksiz şüphesiz ''bu kişi Allah'ın dostu kamil bir velidir'' dedikten sonra, emredileneler konusunda hikmetleri kavrayamadan tereddütler yaşamak ve bu vesveselerleri tedavi yoluna gitmemek edep dışıdır ve kişiyi yolda bırakır.Yıllardır tarikatte sanır kişi kendisini ama, maneviyattan nasiplenemez! Kalp teslim olmadıkça nasiplenmesi de mümkün değildir.
Hz.Mevlana ve şarap!
Bir gün, Hz Şems, Hz Mevlâna'ya "bir testi şarap getir" dedi. Hz Mevlâna "hay hay" diyerek, bir an bile tereddüt etmeyerek bir Rum meyhanesine gitti. Bir testi şarap istedi. Şarabı aldı cübbesinin kollarının arasına koydu, tam çarşının ortasında testi düştü kırıldı.
O an Hz Mevlâna'nın yaşadıklarını bizim gibi madde gözü olanların ve tatmayanaların bilmesi, anlaması imkansız.. Düşünün, Hadis hocası ve allame ama şarap testisi taşıyır.Halk buna ne derdi.. Bütün halk koşup geldiğinde yere dökülen şarap gülsuyuna dönüşür. Bütün çarşı, misler gibi gülsuyu kokar.
Bir gün, Hz Şems, Hz Mevlâna'ya "bir testi şarap getir" dedi. Hz Mevlâna "hay hay" diyerek, bir an bile tereddüt etmeyerek bir Rum meyhanesine gitti. Bir testi şarap istedi. Şarabı aldı cübbesinin kollarının arasına koydu, tam çarşının ortasında testi düştü kırıldı.
O an Hz Mevlâna'nın yaşadıklarını bizim gibi madde gözü olanların ve tatmayanaların bilmesi, anlaması imkansız.. Düşünün, Hadis hocası ve allame ama şarap testisi taşıyır.Halk buna ne derdi.. Bütün halk koşup geldiğinde yere dökülen şarap gülsuyuna dönüşür. Bütün çarşı, misler gibi gülsuyu kokar.
Hz Mevlâna bir şarap daha almak için şarapçıya gittiğinde şarapçı elini ayağını öperek, kelime-i şahadet getirerek, "Sultanım senden sonra dükkanımdaki bütün şarap küpleri gülsuyu oldu" dedi ve Müslüman oldu. Hz Mevlâna büyük bir coşkuyla Hz Şems'in yanına gider.
Tereddüt etmedi, teslim olmuştu, yakini vardı, emir şeriate aykırı gibi gözüküyordu ama bir hikmeti vardı, çünkü Hz.Şems'in Allah adamı olduğu konusunda ''zerre'' tereddüt yoktu.
Hz.Musa (as)'da Hz.Hızır (as)'a hep şer'an ters görünen şeyler için itiraz etmişti, ama sonradan ledün ilminde olayların perde arkasını, hikmeti öğrenmişti.
Sonuç olarak, önemli olan şu ahir zamanda, gerçek Allah dostunu bulmak için çok dua ve çok dikkatli araştırma ilk iş.Bunun da başı gerçekten samimi ''niyet''. Nefsinin bir terbiyeciye ihtiyacı olmadan insan olamıyacağına kuvvetli kanaat sahibi olmak şart. İş olsun diye kapıya gitmemek. Kişi bilecek ki, mürşidsiz rehbersiz, Allah'a yaklaşılamıyor, bunu idrak edebilsem, nefsime anlatabilsem, gideceğim yeri biliyorum da..Ahh ah!
________________________________________
Bu yazıyı hızlıca sevgili Musa Harun'un ''sahte tarikatler de vardır'' yazısına yazdığı değerli yorum üzerine karalamayı uygun gördüm.İnşaallah faydalı olur.