''Ortalık karışıp,yalanlar yayılıp,dinden olmayan şeyler ortaya çıkıp,adetlere karıştırılıp, ashabıma dil uzatılınca; doğruyu bilenler herkese bildirsin.Allah-u Teala'nın, meleklerin ve bütün insanların laneti, doğruyu bilip de, gücü yettiği halde bildirmeyenlere olsun.Allah-u Teala böyle alimlerin farzlarını ve diğer ibadetlerini kabul etmez ''(Mektubat-ı Rabbani-ks- c.I,251;Ebu Nuaym, Deylemi)
19 Mart 2010 Cuma
Yazmak..
Hz. Ebubekir (RA) efendimiz gibi pek çok sahabe -haşa- lüzumsuz konuşmamak için ağızlarında taş bulundururlardı.
Fetva isteyen, meclislerinde dolanır durur, her biri, diğerini işaret ederdi. Vebalden bu denli korkarlardı.
Konuşmak yada burada yazmak..Bana epeydir bir haller oldu; yaşam biçimimle birlikte halim de değişti. Korkuyorum yazmaya ve konuşmaya..
Birilerinin işine karışmaya, emr-i bil ma'ruf yapmaya.Ki, zaten ehli değilim, gerekli şartları taşımıyorum.
Taşıdığım tek şey ''günahlarım'' ve ne kadarsa ''sevaplarım''..
Bir de içimde ''kırıntı'' kadar, minik bir çıra alevciği kadar Rasulullah sallahu aleyhi vesellem efendimiz'e; ashabına ve cümle evliya-i kiram hazeratına (utanarak) ''muhabbet''..
Kişi sevdiği ile beraber olsun, her an ve her daim. Hem şimdi, bu dünyada, hemde ötede (ahirette)
Yoksa en azından haftada iki kez yazabileceğimi düşünüyorum. Alim olamadık ama elhamdülillah alimleri ve velileri tanıttı Kerem sahibi Mevlamız.
Kur'an-ı Kerim dışında, okumayı da bıraktım uzun zamandır. Bu yaşa kadar okuduklarımı, özümde tekrar okuyor ve ''sır/idrakine'' ulaşmaya çabalıyorum.
Ayda yılda bir mail kutusuna bakmak aklıma geliyor ve cevaplayamadığım dostlardan özürler dileyerek, haklarını helal etmelerini istirham ediyorum.
Yazmak, okumakla birlikte içiçedir. Okuyacak ve besleneceksiniz. Sonra dafarklı kaynaklara ulaşarak yepyeni bir şekilde yazıya dökeceksiniz. Zor iş..
Bugün günlerden mübarek cum'a..Sözlerin hayırlısı : Allahümme salli ala seyyidina ve nebiyyina Muhammed..