19 Nisan 2010 Pazartesi

Ahir zaman deyip geçmeyin!

"Rıhle'nin son (8.) sayısı, dosya konusu olarak "ahir zaman"ı seçmişti. Ahir zaman dendiğinde akla gelen hususları -herhangi bir noktayı dışarıda bırakmamaya özen göstererek- ele almaya gayret ettik. Vurgulamaya çalıştığımız temel nokta şuydu: Ahir zaman öyle bir zaman dilimidir ki, anormalliklerin normal, normalliğin anormal olarak algılanması bu zaman diliminin en önemli özelliklerindendir. Efendimiz (s.a.v)'den, bu noktayı dikkatlerimize sunan pek çok hadis nakledilmiştir. Bunlardan birisinde "kişinin mü'min olarak sabahlayıp kâfir olarak akşama gireceği ve mü'min olarak akşamlayıp kâfir olarak sabahlayacağı" ifade buyurulmuştur.1

Anormalliklerin normal karşılanmadığı bir ortamda böyle bir durumun vuku bulabilmesi mümkün müdür?

Vatan gazetesindeki köşesinde Prof. Dr. Süleyman Ateş hoca, kıyamet alametleriyle ilgili bir soruya cevap sadedinde şunları söylemiş:" Dr.Ebubekir Sifil